Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Alman İdeolojisi

Karl Marx

Alman İdeolojisi Sözleri ve Alıntıları

Alman İdeolojisi sözleri ve alıntılarını, Alman İdeolojisi kitap alıntılarını, Alman İdeolojisi en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Modern devlet –burjuvazinin egemenliği– emeğin özgürlüğüne dayanır.
Hegelci felsefe her şeyi düşüncelere, Kutsal'a, heyulaya, tine, tinlere, hayaletlere dönüştürdü. "Stirner" işte bunlarla dövüşecek, onları hayalinde alt edecek ve onların cesetleri üzerinde "kendi" "biricik", "cismani" imparatorluğunu, "tam tekmil er kişi"nin imparatorluğunu kuracak. "Çünkü savaşımız etten kemikten insanlara karşı değil, hükümdarlara ve zorbalara, bu dünyanın karanlığında hükmeden efendilerine, göklerin altındaki kötü ruhlara karşıdır." (İncil; Efesliler 6:12) Şimdi "Stirner" "çizmelerini ayağına geçirmiş" düşüncelere karşı savaşa atılmaya "hazır" durumdadır. "İnanç kalkanını" "almasına" gerek yok, çünkü onu hiç elinden bırakmadı. Uğursuzluk "miğferi"ni başına geçirip tinsizlik "kılıcını" kuşanan (karşılaştırınız: age) Stirner savaşa gidiyor. "Kutsal'a savaş açmasına" "izin verildi", ama onu "alt etmesine" değil. (İncil; Vahiy, 13:7)
Reklam
İşte, özel ve ortak çıkar arasındaki bu çelişkiden hareketle ortaklaşa çıkar, devlet adı altında, gerçek bireysel ve ortaklaşa çıkarlardan ayrı, bağımsız bir biçim alır ve aynı zamanda yanıltıcı bir ortaklık görünümü altında, fakat daima kan bağı, dil, daha büyük ölçekli iş bölümü ve diğer çıkarlar gibi her aile ve kabile topluluğunda mevcut olan bağların somut zeminine dayanan, özellikle de ileride geliştireceğimiz gibi, zaten iş bölümü tarafından koşullanmış bulunan ve bu türden her insan yığını içinde ayrışan ve aralarından birisinin bütün diğerleri üzerinde egemenlik kurduğu sınıflara dayanan bir biçim alır. Bundan çıkan sonuç, devlet içindeki tüm mücadelelerin, demokrasi, aristokrasi ve monarşi arasındaki mücadelenin, oy hakkı uğruna verilen mücadelenin vb. vb., farklı sınıfların birbirlerine karşı yürüttüğü gerçek mücadelelerin büründüğü yanıltıcı biçimlerinden başka bir şey olmadığıdır.
Bireyler,yaşam tarzlarını ifade edebildikleri sürece kendilerini de ifade edebilirler . Öyleyse ,bireylerin ne oldukları,sadece üretimleriyle ve ürettikleri şeyin ne olduğuyla değil nasıl ürettikleriyle de örtüşmektedir . O halde bireylerin doğaları üretimlerini belirleyen maddi duruma bağlıdır.
Tek bir bilimi ve ya tek bir tarihi tanımıyoruz. Tarih iki başlık altında incelenebilir:Doğa tarihi ve insanlık tarihi. Bu ikisi aslında birbirinden ayrılamaz.İnsanlar o kadar uzun zamandır vardır ki bu iki tarih yan yana ilerlemiştir . Doğa tarihi bizi bu noktada ilgilendirmemektedir. Bizi ilgilendiren insanlık tarihinin detaylarıdır. Aslında neredeyse tüm ideoloji bu tarihin yanlış bir biçimde yansıtılması yada soyutlanması üzerine oturrulmuştur. İdeoloji bu tarihin bir parçası değildir.
Burjuvalar devletlerine iyi ödeme yapar ve risk almadan düşük ödemeler yapabilsinler diye bunun bedelini ulusun ödemesini sağlarlar. İyi ödemeler yaparak devletin uşakları arasından kendilerini koruyacak bir güç, bir polis teşkilatı meydana getirirler. Kendileri vergilerini seve seve ödedikleri gibi ulusa yüksek vergiler ödetirler ki; kendi ödediklerini, riske girmeden işçilerinin sırtına vergi olarak (emek ücretinden kesinti olarak) yeniden yükleyebilsinler.
Reklam
...yaşadığı çevrede kendisine en yakın duran sınıfın egemen bilincini şişirerek, "bir insan yaşamı"nın normal bilinci haline getiriyor. Bu yerel muallim dar kafalılığın üstüne çıkabilmek için, "kendi" gencini, karşısına çıkan ilk büro-genciyle, genç bir İngiliz fabrika işçisiyle, genç bir Yankee ile karşılaştırması yeter. Kırgız Kazak gencin sözünü bile etmiyoruz.
Delikanlıyken kafasını, imparator, anavatan, devlet vs. gibi her türlü mevcut güçlerle ve ilişkiler üzerine birçok ipe sapa gelmez şeylerle doldurup onları yalnızca tasavvurlar biçiminde kendi "sanrıları" olarak tanımış olan Adam, Aziz Max'a göre, bu güçleri gerçekten yok ediyor. Bunu da onlar hakkında sahip olduğu yanlış fikri kafasından çıkarıp atarak yapıyor. Tersten okuyacak olursak: Dünyaya artık kendi hayal gücünün gözlüğünden bakmadan gören Adam, artık onun pratik bağlamıyla ilgilenmek, bu bağlamı tanımak ve ona göre tutum almak durumunda kalıyor. Dünyanın, sahip olduğunu düşündüğü hayali cismaniliğini yok ederek onun, hayal gücünün dışındaki gerçek cismaniliğini keşfediyor.
(...) bilinç, en başından itibaren toplumsal bir üründür.
Sayfa 38 - Evrensel Basım Yayın
Hiyerarşi feodalizmin ideal biçimidir; feodalizm ise Ortaçağ'a özgü üretim ilişkilerinin ve ticari ilişkilerin politik biçimidir. Dolayısıyla, feodalizmin hiyerarşiye karşı mücadelesi ancak bu pratik ve maddi ilişkilerin tanımlanmasıyla açıklanabilir. Bu tanımlama ile birlikte, Ortaçağ'ın yanılsamalarını, özellikle de imparator ve papanın birbirlerine karşı mücadelede egemen kıldıkları yanılsamaları, körü körüne kabul eden şimdiye kadarki tarih anlayışı kendiliğinden son bulur.
Reklam
Her bir proleter, gençliğinden itibaren kurban edildiği ve kendi sınıfının içinde başka bir sınıfa geçmesini (sınıf atlamasını) sağlayacak koşullara ulaşma şansı bulunmadığı için kişiliği ile emeği arasındaki çelişkiyi, kendisine zorla dayatılan yaşam koşullarını açıkça görmeye başlar.
İnsanları hayvanlardan ayıranlar bilinç,din ya da aklınıza gelen başka bir şey olabilir. İnsanlar geçimlerini sağlamak için yeni yollar elde etmeye başladığında kendilerini hayvanlardan ayırt etmeye başlamışlardır. Bu da insanın fiziksel örgütlenme kurma yolunda attığı ileriye doğru bir addımdır. İnsanlar geçimlerini sağlamak için yeni bir yol bulduklarında dolaylı olarak kendi materyalist yaşamlarını da yaratmış olurlar.
Tam da onların hayal ettikleri biçimde insanların ilişkileri ,yaptıkları ve jestleri,zincirleri ve sınırlılıkları kendi bilinçlerinin bir ürünü olduğu için genç Hegelçiler kendileriyle tutarlı bir biçimde şu ahlaki ön gerçeği öne sürerler: kendi sahip oldukları bilincin yerine ,eleştirel ya da bencil insanın sahip olduğu bilinci edinmek ve böylece sınırlılıklardan kurtulmak.
III. Komünist sonuç "Ne var ki, ŞİMDİ her şey miras olarak edinildiğinden ve sahip olduğun her metelik, çalışmanın değil mirasın damgasını taşıdığından," (saçmalığın zirvesi) "O HALDE her şey yeniden eritilip kalıba dökülmelidir."
"İşçiler en muazzam gücü ellerinde tutarlar ... yapmaları gereken yegâne şey, işi durdurmak ve emekleriyle ürettiklerini kendilerine ait kabul edip keyfini çıkarmak. Şurada burada patlak veren işçi kargaşalıklarının anlamı budur."
757 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.