Sayfa Sayısına Göre Alnımdaki Işık Sözleri ve Alıntıları
Sayfa Sayısına Göre Alnımdaki Işık sözleri ve alıntılarını, sayfa sayısına göre Alnımdaki Işık kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Benim geldiğimi gören yetkili personel dışarı fırlamış ve üniversite mezunu pazarcı esnafı gibi çağırmaya başlamıştı.
-Hoş geldiniz efendim.
-Hoş geldiniz Selçuk Bey.
-Hoş geldiniz.
Bir zamanlar ben de bunlar gibiydim. Patronunun karşısında böyle tazimlerde bulunuyor, içimden ise kalayı basıyordum. Acaba bunlar da benim gibi içlerinden kalayı basıyorlar mıydı? Bu merakla hepsinin gözlerinin içine baktım. Belli etmiyordu namussuzlar! Gerçi bende belli etmezdim ya!
Fatih Sultan Mehmed han İstanbul'u fethettiği zaman önce iki rekat namaz kılmış sonra tahta oturmuştu. Ne güzel bir davranış, ne büyük bir tevazuydu bu!.
Esas itibariyle doktorları sevmezdim. Beyaz önlüklü görüntüleri ile bana hastaları ve hastalığı hatırlatırlardı. Bununla beraber doktorla karşılaşmak istemeyenlerin, imamla karşılaşacaklarını da biliyordum.
Başkasına verilen ölüm haberiyle, ölümün ve ölecek olmanın ne anlama geldiğini anlayabilmek, başkasının girdiği denizde ıslanmak, ıslanabilmek gibi bir şeymiş meğer.!
Başkalarına verilen ölüm haberiyle, ölümün ve ölecek olmanın ne anlama geldiğini anlayabilmek, başkasının girdiği denizde ıslanmak, ıslanabilmek gibi bir şeymiş meğer.
Başkasının ölümünü, başkasının öleceğini düşünmek, sadece ve sadece ölüme başkalaşmakmış meğer. Düşünüyorum, düşünüyorum da, sık sık duyduğum ve benimde sık sık söylediğim bazı ifadeler vardı. ''Hiçbir insan ölümsüz değildir, bütün insanlar ebetteki ölecektir, hiç kuşkusuz bende öleceğim'' gibi şeyler. Ne kadar boş ne kadar anlamsız kullanılan sözlermiş bunlar.
Oysa şimdi, şimdi anlıyorum bu sözlerin manasını. Şimdi anlıyorum bu sözlerin ne anlama geldiğini. Çünkü ölümün ne olduğunu şimdi anladım. Ölümlü bir varlık olduğumu yeni anladım. Ölümün ve ölecek olmanın ne anlama geldiğini Vallahi yeni anladım.
Doktorun ağzından çıkan tümör kelimesi, gizli neşter gibi özümdeki en öz damarı koparıvermişti. Bir kelime, sadece bir kelime bu damarın koparılmasına yetmişti. Tümör.