Ve bizler bu kentteyiz, bu kentte, yalnızlık ormanlarının bu en yalnızının göbeğinde, bu insanı altında ezip suyunu çıkaran taştan dağın en altında, hiçbir sesin bize seslenemediği, hiçbir kulağın bizi işitmediği, hiçbir gözün bizi görmediği bu kentte, yüz olmaktan çıkmış yüzlerin önümüzden geçip gittiği bu kentte, isimsiz, sayısız, rasgele. Paylaşmalardan
uzak, kalpsiz. Dur durak bilmeden, bir başlangıçtan, sığınacak
bir limandan yoksun