"Onun annesiydim, aslında ne çok şey öğretecektim ona; yemeyi, yürümeyi, konuşmayı, keşfetmeyi...
Meğer ne kadar cahilmişim; bilen oymuş, unutan ben. Büyük oymuş, büyüklenen ben.
Bugün görmezden, duymazdan geldiğimiz minikler de büyüdüklerinde bizi görmeyip, duymayacaklar. Dolmuşta, otobüste büyüklere yer vermeyen genç nesilleri şikayet etme hakkımızı ortadan kaldırmış olmuyor muyuz çocukları birey yerine koymayışımızla?
Yarasa duygularınız var mı sizin de?
Gündüzleri ortada olmayan, geceleri durmadan dönüp dolaşan içinizde?
Bazen hoşgörü, bazen şefkat, bazen “aman boşver” diyebilen genişlik, anlayışlı olma hali...