Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Antik Yunan’da Mit ve Düşünce

Jean-Pierre Vernant

Antik Yunan’da Mit ve Düşünce Gönderileri

Antik Yunan’da Mit ve Düşünce kitaplarını, Antik Yunan’da Mit ve Düşünce sözleri ve alıntılarını, Antik Yunan’da Mit ve Düşünce yazarlarını, Antik Yunan’da Mit ve Düşünce yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Felsefe antik Yunan kültüründe yeni sorular sorarak ve bu soruları cevaplamak için gerekli zihinsel araçlar geliştirerek yeni bir düşünce alanı açtı, daha önce var olmayan bir bilgi sahası meydana getirdi ve bu bilgi sahasının boyutlarını sistematik olarak keşfetmek için kendi kendini oluşturdu.
Sayfa 287Kitabı okudu
"Mit felsefede 'rasyonelleşti.'"
Sayfa 269 - Miletli filozoflar bağlamında Cornford'un söylediği özdeyiş.Kitabı okudu
Reklam
Edebi metinler teknik bir dil kullanılarak yazılmadığı için, felsefi kavramların kamuoyu üstündeki etkisini anlamak konusunda felsefi metinlerden daha faydalıdır.
... sınırsız olanın başlangıcı yoktur, aksi takdirde bu başlangıç onun sınırı olurdu.
Sayfa 152 - Aristoteles'in Fizik kitabında Anaksimandros'dan yaptığı atıf.Kitabı okudu
Şehir devletinin kurumlarıyla birlikte yalnızca "politik" alan değil, "politik düşünce" de ortaya çıkmıştır... ortaya çıkan polis'in kurumsal işleyişi, kamusal hayata dair herhangi bir konunun (kral dahi olsa) tek bir şahıs tarafından belirlenmesini imkansız hale getirmişti. Artık her tür kamusal mesele, politik kolektiviteyi oluşturan bireyler tarafından agora'da herkesin önünde özgürce yapılan politik münakaşalar yoluyla karara bağlanacaktı. Böylece Yunan şehir devletleri, toplumsal hayatın kutsallığının azaldığı ve rasyonelleştiği bir süreci tetiklemiş oldu. Toplum adına ve toplum için karar alıp uygulayan, dini takvimi temel alan bir rahip-kral değil, ortak kaderlerini kendi eline alıp tartışarak karar veren insanlardı... Böylece kamusal tartışmanın temel aracı olan logos kelimesi, hem hatiplerin mecliste verdikleri "söylev" hem insanın "politik hayvan" tanımında kastedilen muhakeme yetisine binaen "akıl" anlamında çiftanlamlı hale geldi.
Sayfa 139Kitabı okudu
... Arkaik Dönem Yunan toplumunda bilimsel düşünce henüz ortaya çıkmamıştı. Dahası, İyonyalılar Arkaik Dönem'de kullandıkları astronomik verileri kendileri bulmayıp Yakındoğu'daki komşu uygarlıklardan, bilhassa da Babil'den almışlardı. Dolayısıyla ortada çelişkili bir durum var. Bir taraftan, kozmolojiyi ve astronomiyi keşfettiğini söylediğimiz Yunan düşünürlerinin bu iki alana verdiği doğrultu, bu iki bilimin Batı düşünce tarihindeki kaderini etkiledi. Öyle ki kozmoloji ve astronomi bugün bile o doğrultunun devamı niteliğindedir. Diğer taraftan, yüzyıllar boyunca titizlikle yıldızları gözlemleyen, onları tabletlere kaydeden, takvimler oluşturup ayın evrelerini ve yıldızların gökyüzündeki doğuş batışlarını tespit eden Yunanlılar değil, Babillilerdi. Yunanlar diğerlerinin kendilerinden önce ortaya koyduğu gözlemleri, teknikleri ve araçları kullandı fakat bu bilgileri bütünüyle yeni bir düşünce sisteminin içine yerleştirdi.
Sayfa 135Kitabı okudu
Reklam
Ksenophon'un bu konudaki sözleri Yunanların yaygın görüşünü yansıtıyor. İnsanı hayvandan ayıran farkın, hayvanların açık havada yaşayabilmesinin aksine, insanların başının üstünde bir çatıya ihtiyaç duyması olduğunu düşünen Ksenophon, tanrının erkeğe ve kadına zıt özellikler verdiğini söylüyordu. Erkek bedenen ve ruhen açık hava faaliyetlerine ve dışarıdaki işleri müsaitken, kadın içerinin işleri içindi. Dolayısıyla, "kadın için doğru olan dışarı çıkmayıp evde oturmaktır. Erkeğin dışarıyla ilgilenmeyip evde durması utanç vericidir."
Sayfa 107Kitabı okudu
Pythagorasçı hafıza egzersizleri aracılığıyla, Platon'da ki anımsama kavramı hafızayı bir ölümsüzlük çeşmesi olarak gören kadim Mnemosyne mitlerini devam ettiriyordu.
... eskatolojik mitlerde hafızaya yüklenen anlam zamansal varoluşa dair inkar eğilimini ifade ediyordu. Hafıza zamanı aşmayı ve tanrısal aleme dönmeyi sağladığı için yüceltiliyordu.
Bilindiği gibi şiir işlevi Mnemosyne'ye bağlıydı. Antik Yunan'da doğaüstü bir müdahale olmadan şiir işlevinin yerine gelmeyeceği düşünülüyordu. Şiir yaygın olarak delilik, cinnet ve cezbe formlarından biri olarak görülüyordu. Apollon'un etkisi altında kahinler nasıl onun mürtecimi olarak görülüyorsa, Mousa'ların etkisi altındaki ozanlar da Mnemosyne'nin mütercimlerleriydi... Görü yeteneği karşılığında gözlerini kaybeden ozanlar ve kahinler ışığı değil görünmez olanı görebiliyordu. İlham aldıkları tanrılar normal insanların göremedikleri şeyleri bir çeşit vahiy yoluyla onlara görünür kılıyordu.
Sayfa 68 - Mnemosyne: Hafıza Tanrıça, mürtecim: tercüman ( ama daha çok bildirici gibi. Tanrı'dan gelen bilinmeyenin bilgisini insanlara bildiren, bir bakıma aracı.)Kitabı okudu
60 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.