Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Argol Şatosu'nda

Julien Gracq

Argol Şatosu'nda Gönderileri

Argol Şatosu'nda kitaplarını, Argol Şatosu'nda sözleri ve alıntılarını, Argol Şatosu'nda yazarlarını, Argol Şatosu'nda yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
İnanılmaz yüksekliklere çıktıkça göğüsten çekilen nefes, sonunda arkasında, bomboş bedende yükselen gece gibi hafif ve özgür bir denizin temiz dalgalarını bıraktı. .
Boş ve ıssız sunağın ortasına inen güneş ışınları, döşeme taşları üzerine düşen ağır su damlalarının sesi, yerin nemli karanlığı, sesi anlaşılmaz ama çıldırtan bir umudun izine benzeyen metal saatin düzenli vuruşları ve kemerin yarığındaki kuşun, kulağında patlamışçasına keskin ötüşü; ruhunu görkemli ve hüzünlü görüntülerle doldurup onu tümüyle eritip bitiren kaçınılmaz bir bekleyişle tüketiyor, kuş sesinin tınısıyla birlikte yavaş yavaş sesin, ateşin yutan kızgınlığına katıldığı tiz noktaya yükselerek güçlü doygunluğunda en zengin bakır üflemeli çalgıların sesi gibi gözyaşlarına boğuyordu. . . Belki de Albert çalkantılı heyecanı içinde, her şeyin göze batan uyumsuzluğunun birbirini tutmaz bir gürültüyle nasıl doğanın tüm seslerinden daha yüksek bir tonla yankılandığını algılayamamıştı; terk edildiği için daha görkemli olan sunağın, gereksiz mızrağın, boş bir gömüt gibi tedirgin edici mezarın, kuru bir dere üzerindeki değirmen taşının çarklarından daha fazla aşındırmayan zamanın ötesinde boşa dönen saatin, gün ışığında yanan lambanın ve görünüşe göre dışarıdan içeri bakmak için yapılmış olup ormanın yeşil dokunaçlarının her yanından yapıştığı pencerelerin uyumsuzluğu ona pek açık gelmemişti. .
Reklam
.. zamanın, akışını sanki bir mucizeyle durdurduğu bu düş evreninde, demir bir saat, tehlikeli silahlarını çekiyordu. Bu ıssız yerlerde boş bir zaman ölçüsünde, ruha buraların özünden hiçbir şey vermeyip yalnızca birkaç cehennem silahının patlamaya hazır olduğunu haber veren düzeneğin gıcırtılı ve düzenli sesini .. duyduğu ürkütücü, büyülü seslerin açıklaması olarak hemen benimsedi.
bu görkemli senfonilerin altında, suların yüzeyinde, nehirden saydam ve kıpırtısız bir serinlikle yükselen ağaç sütunlarının aşılmaz tabyalarının sığınağında var olan tek şey, sessizlik ve dinginlikti. . Kıvrımlarından birinin genişlediği yerde güneşin eğik ışıklarına yakalanan ırmak, insanın gözüne kimi zaman ışıklı ve ışıltılı geniş dalgalarıyla çarparken kimi zaman da otların içinde sanki siyah ve yeşil, yağ akıcılığıyla kayan bir yılanın korkunç sessizliğinin duyuları etkilemesi gibi, bir doğa tuzağının kalleşliğiyle bu derin yamaçların koyu rengiyle uyum sağlıyordu. Bu doğal tuzak da gizem, merak ve bir kuş sesinin bile duyulmadığı bu yerlerin sessizliğinden derinden etkilenen insana hiçbir kaçış olanağı bırakmaz görünüyordu. Buralarda gecenin olağan ağırlığının fazla açık belirtileri, yalnızca gözünü -bulunmadığı kesin olsa da her çeşit kanıtın, görüş uzaklığını bu kara saydam suların o sırada tamamen belirgin olan derinliklerine kadar indirebileceği; anlaşılması son derece güç bir suçun işlendiği yer olan- toprağın serin derinliklerine daldıran güneşin beyaz, boş, kör eden, her bakımdan tuhaf varlığıyla yalanlanıyordu; yine de, hiçbir kanıtı bulunmayan gizemli cinayet yeri artık en sonunda gözü bu çok anlamlı kara ve saydam suların derinliğine iyice çekiyordu.
Sayfa 50 - YKYKitabı okudu
Kendi zavallılı­ğıyla geri dönen yaşam, hemen kaçınılmaz bir kişiliğin namuslu giysi ve kılıflarını kendilerine uzattığı için şaşırıp kaldılar. Ama yine de o anda bile hiçbir şey söylemeye cesaret edemediler; yürekle­rinin sapkın gizi doymak bilmez dalgalar içinde kaybolmuş, bo­ğulmuş muydu?
Sayfa 48 - YKYKitabı okudu
.. fesatçı bir düşünce, bedenleriyle ruhlarını ba­kışlarında birleştirdi.. .. bilinmeyen uzamlara, geriye dönüşün artık olanaklı olmadığı derin çukurlara doğru götüre­ceğini hissetmiş gibiydi; hiçbiri de istençlerinin ve yazgılarının bu ani birliğinin aldatıcı karakterine aldanmamıştı. Artık geriye dönüş olanaksızdı.
Sayfa 46 - YKYKitabı okudu
Reklam
Doğrudan gelen ve güneş ışıklarının neredeyse yatay olarak yansıttığı ışınlar, alttan gelen pırıltılı bir tozuntuyla aydınlanan deniz, ıslak kumsalı kemirmişti. Büyülenmiş bir göz, dünyanın yaratıldığı sabah öğelerin ayrımının masum gizeminin oluşumunu nasıl izlerse, su birikintileri ve ıslak kumun yayılı­mıyla büyülenmiş insan gözü de parlak sis kuşaklarını öyle ya­vaş yavaş ayrımsıyordu. .
Sayfa 44 - YKYKitabı okudu
Tüm engellerden arınmış, önlerinde yeniden başlayan yaşamın aldatan kurnazlığıyla güneşin büyüsü, kaostan sonra dünyanın yeniden yaratılışına yön veren serinlik ... .
Sayfa 37 - YKYKitabı okudu
.. yaşam, doğal bir şekilde düzenleniyordu; belirli ve çok sayıdaki oyuncunun, dramın tüm içsel özelliğini vurgulamak zorunda kaldıkları bir tiyatronun farklı sahnelerinin şaşırtıcı sürekliliğindeki net ve neredeyse gerçek dışı geçiş gibi...
Sayfa 37 - YKYKitabı okudu
..ölümün acımasız özelliği..
.. sarkacın tekdüze sallantısında, alışılmamış ve tuhaf bir biçimde duyulur seslerle yankılanmasında, hemen ölümün acımasız özelliğini buldu. .. Duvar saati, o anda Herminien'a göre çok zengin özüyle, bu arada öteki özellikler yanında geri döndürülemez bir zamanın parçalarını saniye saniye sürüklerken, yoğun bir düşünceyle kasılan yüz çizgilerinde yarım kalmış, acı bir gülümseme dudaklarına can verdi. .
42 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.