Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Arı Kovanına Çomak Sokmak

Ahmet Yaşar Ocak

Arı Kovanına Çomak Sokmak Gönderileri

Arı Kovanına Çomak Sokmak kitaplarını, Arı Kovanına Çomak Sokmak sözleri ve alıntılarını, Arı Kovanına Çomak Sokmak yazarlarını, Arı Kovanına Çomak Sokmak yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Resmi tarih
Türkiyede tarih eğitimi alan -bazı ölü konular hariç- geneli itibarıyla resmi tarihin hâkimiyeti altındadır. Çok uzaklara gitmeye gerek yok, yakın tarihte yaşadığımız Ermeni meselesine, Kürt meselesine, Alevilik meselesine bakışımız, hâlâ bu resmi tarihin hegemonyasının altındadır ve bunun dışına çıkmak kolay değildir ; çıkmak isteyenler bir sürü ithama ve dışlanmaya maruz kalır. Örneklerini çok gördük çünkü. Ama ister samimi inanç ister şöhret ister mevki ve itibar ister para kazanmak uğruna resmi tarih doğrultusunda eser yazan, kongre ve konferanslarda bildiri sunan oldukça da bol miktarda akademisyen tarihçimiz vardır. Hatta uluslararasi büyük üne sahip olan tarihilerimizden bile konu Atatürk, inkilaplar, Cumhuriyet olduğunda , bildiklerinin ve inandıklarının aksi istikamette şeyler yazanlar, resmi tarihin perspektifinden kurtulamayan yayın yapanlar vardır. İşte sözünü ettiğim meselelere resmi tarihin gölgesinden çıkamayan bakışımız, yaşamakta oldugumuz çözümsüzlüklerin sebeplerinden biridir bence. Türkiye’ye zaman, emek, enerji ve hatta para kaybettirmektedir.
Sayfa 231 - Timaş tarihKitabı okudu
Gemuhluoğlu'nun böyle tuhaf huyları varmış :D
«Daha önce Fransa'ya giderken Nejat Hoca'nın (Göyünç) teşvikiyle Türk Petrol Vakfı'ndan yol masrafımı karşılamak için belli bir miktar para almıştım. O zamanlar vakfın başında - Allah rahmet eylesin - muhafazakâr camianın çok iyi tanıdığı Fethi Gemuhluoğlu vardı. Döndüğüm zaman kendisine teşekkür etmek amacıyla vakfın o zamanlar merkezinin bulunduğu İstiklal Caddesi'ndeki ofisine gittim. Duymuşsunuzdur, merhum Gemuhluoğlu'nun tuhaf tavırları vardı, konuşurken birdenbire garip sorular sorar, cevabınızı beklerdi. Cevabınızı beğenmezse kızar, bağırır, çağırırdı. Bu tavrı mâzur ve meşrû göstermek isteyenlerin kullandığı kelime ise "celalli" idi. Bana tezimin konusunu, Fransa'da kiminle çalıştığımı sordu. Ben de Prof. Irene Mélikoff ile çalıştığımı, tez konumun Babaîler İsyanı olduğunu söyleyince, rahmetli son derece bozuldu ve birden köpürdü, "Ne çalışıyorsun, ne!" deyip bağırarak yerinden kalktı, küfürler savurarak üzerime hücum etti. Beni döveceğini anladım. Korktum, odasından dışarı fırladım. "Papazın çocuğu! Biz bu ülkeyi birleştirmek istiyoruz, sen parçalamaya mı çalışıyorsun?" diye bağırıyordu. Salondaki hanım sekreterler şaşkınlıkla "Neler oluyor?" diye bakıyorlardı. Bu son sözlerine çok içerledim, tepem attı birden, "Bakın, bana istediğinizi söyleyebilirsiniz ama babama papaz diyemezsiniz, benim babam belki sizden çok daha fazla Müslüman!" diye bağırdım ve merdivenlerden apar topar inerek kaçtım.»
Reklam
528 syf.
8/10 puan verdi
·
41 günde okudu
Hatta devlet, İslam’ın da üstündedir, ama İslam devlete hakim değildir; Osmanlı siyasal sisteminde bunu görmek lazım. Çünkü devlet onu istediği şekilde kullanabilme gücünü elinde bulunduruyor. Bunun somut pek çok örneği var. (Kitap bilhassa tarihe meraklılara ve tarih öğrencilerine tavsiye edilir.)
Arı Kovanına Çomak Sokmak
Arı Kovanına Çomak SokmakAhmet Yaşar Ocak · Timaş Yayınları · 201462 okunma
Bizde adettir zaten, hiçbir ciddi problemimiz, hiçbir ciddi konumuz bilimsel araştırmalara dayanılarak çözüm üretmek için tartışılmaz, ideolojik olarak ve çözümsüzlük üretmek için tartışılır. Bu parlementer geleneğimizde de maalesef böyledir.
Bizim milletimiz tarihine taparcasına bağlı ve sadıktır, ona laf söyletmez ama iş o tarihin bıraktığı eserleri korumaya gelince sanırım yeryüzündeki en hoyrat, en duyarsız ve en tahripkar milletlerden birisidir.
52 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.