Fantastik, masal gibi bir kitap. Semra Özal, Marie Antoinette, Mozart, Fouché, Danton, robotlar, Cinci Hoca kitaptaki bazı karakterler. Ankara, New York, Ay, Latin Amerika arasında savruluyorlar. Anlatıcının rüyaları gibi başlarına gelenler. 1980 sonrası yazılmış, arada örtülü de olsa politik göndermelerin olduğu, eğlenceli bir kitap. Fakat karakterler ya da anlatı derinleşmiyor, diyaloglar çoğunlukla yüzeysel, dolayısıyla çok kolay okunan bir kitap. Arada tabi ki işçi, robot ve grev hakları, ruyalar ve bilinçaltı gibi konulara da dokunuyor. Olaylar ve mekanlar arasında savrularak gidiyoruz gibi hissettim ki arka kapak yazısında da yazarın amacının bunu yaparken okuyucuyu şaşırtmak, güldürmek ve sarsmak olduğu yazıyor. İçinde mutluluk hormonu olan sigaralar, grev hakkı isteyen cinler, başkasının rüyalarını izleyebildigimiz ekranlar, Alain Delon gibi robotlar, devlet dairesinden uçan daireye geçen memur gibi komik detaylar var.
Çabuk okunan, karnaval gibi bir kitap, 207 sayfa ama olaylar ve karakterler açısından fazla kalabalık buldum ve bahsettiğim detayları ah biraz daha ayrıntılı anlatsaymis yazar dedim. Beğeni açısından ortalama bir kitap oldu benim için.