Bir erkekten ne isteyebileceğimi ve ne istemem gerektiğini tam olarak bilmiyorum: Eğer onlara bana neden çiçek almıyorsunuz ya da aşk şiirleri yazmıyorsunuz diyecek olursam o zaman feminist kimliğime ihanet ediyormuş gibi hissediyorum, bu istekler de bulunmamam gerekir; çünkü çağımızda benim gibi özgür bir kadın bu gibi şeylere ihtiyaç duymaz ya da artık bunları isteyemez. Yani gerçekten neyi istemeye hakkınız olduğunu hissetmekle ilgili. Dolayısıyla bir tarafım bazı şeyler istiyor; ama diğer tarafım bu şekilde hissetmemem gerektiğini söylüyor. Yani çoğunlukla ne istediğimi, ne istemem gerektiğini, hatta ne hissettiğimi bile tam olarak bilemiyorum.
Çekingen kişi, kendisini gerçek ya da hayali hataları yüzünden saplantılı bir şekilde eleştirir. Bu tür bir ceza, kişiyi farkında olmadan güçsüzleştirir ve kişinin kendisine olan saygısını tüketir.
Duygusal açlık asla başkaları tarafından doyurulamaz. Mükemmel insan hayali romantik bir yanılsamadır ve elbette öyle biri yoktur, masallar hariç. Aşk aslında kendimizin dışında elde ettiğimiz bir şey değildir.
Modern ve orta sınıfa mensup kadınların evlilik piyasasındaki zaman algıları ölümün bakış açısıyla değil, "doğurganlıklarının" bakış açısıyla şekillenir. Aşk alanında kadınlar için sınır, çocuk sahibi olmakla belirlenir.
Günlük hayat öylesine şekillendirilmiştir ki, duyguların yoğunluğunu ayakta tutan ve karşıdakinin idealize edilmiş görüntüsünü koruyan bir zihinsel anlayış biçiminin uygulanmasına imkan vermez. Dahası kişilerin, duyguların ve ilişkilerin kültürel varoluş biçimi, gerçek deneyimin akışını izleyen sıradan ilişkileri zora sokar; çünkü ilişkiler, nasıl olmaları gerektiği yönündeki mevcut modellerle sürekli olarak ve üstü kapalı bir şekilde karşılaştırılırlar.