Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.13
En Yeni Atatürk Yorumları ve İncelemeleri
En Yeni Atatürk sözleri ve alıntılarını, en yeni Atatürk kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.Puan
8.410 üzerinden
Yakup Kadri Karaosmanoğlu dilinin ağır olmasıyla bilinen bir yazar. Buna daha önce okuduğum bir romanında da şahit olmuştum. Ve şimdi Atatürk adlı bu deneme kitabında şahit oluyorum.
Dilinin ağır olması aslında göreceli bir deyiş. Dönemin edebiyatını okuyanlar ve dilimize arapçadan girmiş kelimelere aşina olanlar için çok da ağır sayılmayacaktır.
Yakup Kadri kitabın başında da vurguladığı gibi Atatürk'ü anlatırken bir tarihçi gibi objektif olamayacağını kitabın sonuna kadar size hissettiriyor.
Ancak objektif olmaması Atatürk hakkında yalan yanlış hikayeler anlattığı onu olduğundan farklı gösterdiği anlamına da gelmiyor.
O hepimizin gibi Atatürk'ü çok seviyor ve bu sevgisini okuyucudan gizlemek istemiyor. Tarihçi olmadığı için de yer yer onu layık bulduğu üzere övgülere methetmelere doyamıyor.
Zannediyorum bu tutumunu her Atatürk'ü seven oldukça hoş görecektir.
İyi okumalar..
Atatürk
#Atatürk #yakupkadrikaraosmanoğlu Artık bu tür kitapları sahaflarda bile bulmak mümkün olmuyor. Kitapta Yakup Kadri; Atatürk'ün çok yönlü kişiliğinin değerlendirmesini anıları ve küçük hikayelerle anlatmış. Bunun yanında çok ilginç tespitler var. Mesela; politik ilişkiler,uluslararası ilişkilerdeki dinamikler,vs..." Ortada, henüz ne 2. ne 1. İnönü den işaret vardı. Mustafa Kemal Anadolu dağlarına çekilmiş bir asi askerden,bir idam mahkumundan başka kimse değildi." " Askerlik çok tuhaf şeydir. İnsanın bütün hususiyetleri orduda belli olur. Hani, içki mehenk taşıdır,derler. Bence mehenk taşı harp meydanıdır..."Atatürk'ün oynadığı tarihi rolü bizde kaç kişi anlamıştır? Bizansın fethi yılının bilmem kaç yüzüncü dönümü törenlerinde 2. Mehmeti (tarihi ikiye ayırmış olmakla) alkışlarız. Neden? Çünkü bizce Rönesans yani Avrupa'nın Ortaçağdan yeniçağa, iskolastikden müsbet ilimlere geçişi olayı, Bizans'ın Türkler tarafından fethi sayesinde vukubulmuştur. Ortodoks kilisesinin fesatlarına kapılarak Bizanstan hudutdışı edilmiş bütün bilginlere,şairlere,vs... kapılarını açan İtalya,İspanya vs..bugünkü Batı medeniyetinin aydınlığını yaymıştır. Kemalizm hareketinin dünyaya yaydığı milli uyanış ve kuruluş hareketini tarihin buna benzer bir uyanış dönemi saysak daha doğru bir görüşte bulunmuş olmaz mıyız?"
Yakup Kadri’nin okuduğum 3. eseriydi. Diğerlerinden aldığım tadı bu kitabından alamadım. Kitap daha sadeleşmiş bir Türkçeyle basılmalı. Kelimelerin anlamlarına bakmaktan cümlenin anlamını kaçırıyorsunuz. Kitapta yer alan bölümlere baktığımda Gazi Mustafa Kemal’ e ait yeni şeyler öğreneceğimi ummuştum ama yazar kendi görüşlerini açıklamaktan ona pek yer bırakmamıştı. Ben yine de Yakup Kadri’ nin milli mücadele ve cumhuriyetin ilk yıllarını konu edinen diğer eserlerine şans vereceğim. İyi okumalar.
Dikkat spoiler içerir.
Genel olarak yazılan biyografilerin haricinde Atatürk ile ilgili olarak yapılan bir analiz sonucu ortaya çıkan bir eser. Yazar kendisi hem gazetecilik, hem de milletvekilliği yaptığı dönemdeki intibalarını anlatarak Atatürk'ün askerliği, insanlığı, kahramanlığı gibi özelliklerini irdeliyor. O dönemde insanımızda bize bir şey olmaz, devletler buna müsaade etmez mantığı, çocukken gördüğü yabancıların bizim çocuklarımızı dövmesi ve bundan etkilenmesi, o yıllarda Askeri Tıbbiyr ve Harp Okullarının şimdiki kurucuları yetiştirmesi, Atatürk'ün Lenin ile karşılaştırılması, yabancıların bize olan bakış açısı, geleceği gören biri olması gibi konular anlatılıyor. Sürekli önüne çıkan muhalefet, Rauf Orbay ile İsmet İnönü gerginliği, büyük taarruz öncesinde fırka komutanlarının bile ne yaptığını bilerek telgraf ile teyit etmesi, Refet paşanın İsmet Paşa cephe komutanı olunca küsmesi ve ordu Yunanlılar tarafından Polatlı'ya doğru sürülürken mutlu bir şekilde gelip Halide Edip Adıvar ile konuşması, sürekli manda talebinde bulunulması, gericiler ve yaptıkları gibi konular da anlatılıyor. Aşırı derecede yabancı kelime kullanımı olmasa daha güzel okunacak bir kitap.
Her zaman umudumuzun olması dileği ile son bir alıntı daha yapıyorum, yoksa kendimi kitabı buraya yazarken bulacağım.
''Bu millet benim gibi daha binlerce Mustafa Kemal'ler çıkarır.'' sözünü Atatürk'ün yalnız tevazu için söylediğine kani değiliz. syf 103
Kitapta da okudukça anlaşılıyor, bazı yaşananların tekerrür ettiği ve batıdan- doğudan bağımsız, özgün bir ülke olmamız gerektiği.
Naçizane bir öneri olarak bu kitabı okumak faydalı olacaktır. Son olarak da türkçesi biraz zorlayabilir ama bu bir engel değil tam tersine kelime öğrenmek için de bir fırsat. İyi okumalar.
Bu kitap Atatürk biyografisinden ziyade Atatürk'ün şahsi özelliklerinden yola çıkarak yaptıklarının anlatıldığı bir eserdir. İlk başta şunu söylemem gerekiyor: Her biyografik tarzda yazılan kitaplar tarafsız olacak diye bir şey yoktur. Önemli olan kişilerin yaptıklarını doğru ve dürüst bir biçimde dile getirmektir. Yazar, Atatürk'ün yaptıkları konusunda fazla aşırıya kaçmış gibi görünüyor fakat işin aslı öyle değildir. Atatürk gerçekten büyük işler yapmıştır ve bu övgüleri hak etmektedir. Kitabın anlatış tarzına bakarsak çok fazla yabancı kelime kullanıldığını görürüz fakat bu yabancı kelimelerin kullanılması bile akıcılığı olumsuz etkilememiştir.
Felsefi bir bakış açışı
Zamanın dönemindeki İnsanların olduğu gibi Saray'a karşı kendi Düşüncelerini yazmaktan geriye kalmamış.
Bir çok eski kelimeler olduğundan dolayı okunması biraz zor oldu benim için. Buda artık bu işin cilvesi diyelim.
Bunun hariçinde İttihat ve Terakki döneminden Kurtuluş Savaşında ta Türkiye Cumhuriyet'in kuruluşuna ve Mustafa Kemal Atatürk'ün vefatından sonra devamki gidişatı gözleyerek kendisi müdahale etmeden aktarmıştır.
Ulu Önderimizi bu bakış açısından tanımak çok keyifli oldu.
Sadece Yazar kendi gerekli duyduğu yorumlamasında Başöğretmenimizi daha çok bir Felsefeci gibi yorumlamıştır.
Atatürk (2018 yılı inceleme yazım)
Yakup Kadri bu kitabı Ulu Önder Mustafa Kemal' in ölümünü takip eden günlerde yazmıştır.
Mustafa Kemal' in tarih sahnesinde yerini alışı, halk üzerinde ki tesiri ve kendi üzerinde ki etkisini bu eserde kaleme almıştır.
Atatürk' ü bir de Yakup Kadri' nin gözünden görmek, onun kalemiyle okumak ve her satırda Mustafa Kemal'e olan özlem ve sevgimin, minnet ve saygımın artışı dışında anlatacağım pek bir şey yok aslında.
Keyifle okuyun.
Yakup Kadri'nin Kalemini severim. Bu eserini de sevdim. Yazar, olayların içinde olduğu için tarafsızlığını koruyamamış. Osmanlı hanedanına karşı taraflı ve düşmansı bir eleştiri içinde bulunduğunu düşünüyorum. Zaten başlağıçta şöyle diyor: "Bundan başka, beni okuyacak olanlara şunu da hatırlatmak isterim ki, bu kitap, Atatürk’ün ölümünü takip eden yas ve elem haftalarında ve hemen bir hamlede yazıldığı için onda büsbütün objektif bir vakıf aranmamalıdır. Bu yüzden, Atatürk’e dair görüş ve düşünüşlerim çok kimse üzerinde ya bir “mersiye” veya bir “kaside” tesirini icra edecektir. Bense bu çeşit “edebiyat”ı pek sevenlerden değilim."