Bir Ömrün Öteki Hikâyesi

Atatürk ile Allah Arasında

Sinan Meydan

En Eski Atatürk ile Allah Arasında Gönderileri

En Eski Atatürk ile Allah Arasında kitaplarını, en eski Atatürk ile Allah Arasında sözleri ve alıntılarını, en eski Atatürk ile Allah Arasında yazarlarını, en eski Atatürk ile Allah Arasında yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"Bu mantık silsilesi takip edildiğinde cumhuriyetin kaçınılmazlığı da teslim edilecektir; kaldı ki, 1923 Ekim'inin son günlerinde yeni payitaht Ankara'da cumhuriyet ilan edilirken, İstanbul'da tarihe karışan idare şekli, padişahlıktan önce meşruti monarşiydi. Osmanlı meşruti mo­narşisi, gelişmeye pek fırsat bulamamış olsa da çift yapılı parla­mentosu, matbuatı, siyasi partileri, muhalefet organizasyonları ve henüz yeni filizlenmekte olan sendika, dernek, cemiyet gibi sivil toplum kuruluşlarıyla hiç de 'keyfi' bir yönetim tarzı görün­tüsü vermiyordu. Dolayısıyla, meşruti monarşiden sonra siyasi kurumlar, temel hak ve hürriyetler bakımından daha daraltıcı bir rejime geri dönülemezdi. Cumhuriyetin, Osmanlı meşruti monarşisinin hemen akabinde ilanı, gerek Osmanlı meşrutiyetçileri için, gerek cumhuriyeti ilan eden Osmanlı zevatı için şaşırtıcı de­ğil, tabii bir netice teşkil etmiştir." Muammer Göçmen, İsviçre'de Jön Türk Basını ve Türk Siyasal Hayatına Etki­leri (Kitaptan)
Sayfa 487Kitabı okudu
"Şeriatçı çevrelerin büyük gürültüler koparmalarına, Şeyhülislam Hayri Efendi'nin yeni kanunu protesto ederek istifa etmesine rağmen, yeni adliye kanun tasarısı 24 Şubat 1917'de Meclis'e gönderilmiş, Meclis'ten geçen kanun teklifi, Ayan Meclisi'nde de üç muhalif oya karşı kabul edilmiştir. Bu kanuna göre: 1. Türkiye'de dini nikah kalkmış, 2. Din farkı olmaksızın tüm Türk halkı için aynı nikah konul­muş, 3. Poligami (çok eşlilik) ilk anda kaldırılmamasına rağmen, ilk eşin rıza göstermesi şartı getirilmiştir. Atatürk'ün, daha sonraları, Medeni Kanun'un kabulü ile Türk kadınını özgürleştirme çabalarını, "İslama aykırı" bularak eleştirecek olan zihniyet, o günlerde Osmanlı Meclisi'nde kabul edilen yukarıdaki kanunu da aynı gerekçeyle, ağır bir şekilde eleştirmiştir."
Sayfa 491Kitabı okudu
Reklam
Osmanlı Devleti'nde laiklik yolundaki gelişmeler hukuk ala­nında daha belirgindir. 1840'ta kabul edilen Osmanlı Ticaret Kanunu ve 1858'de kabul edilen Osmanlı Ceza Kanunu ile şeriat mahkemelerinin yanında, Batı' dan alınan yeni bir hukuk ve mahkeme sistemi ge­lişmeye başlamış ve gittikçe daha büyük ölçüde şer'i hukukun etki alanı daraltılmıştır. "Bu yeni hukuk sistemi ile borç verilen paraya faiz esası ge­tirilmiş, (demek ki faiz o zaman haram sayılmıyormuş), şarap içenlere sopa çekilmesi, eşkıyanın asılması ... gibi uygulamalar kaldırılmıştır."
Sayfa 493Kitabı okudu
İktisadi, siyasi ve kültürel konularda oldukça geri kalmış Osmanlı Devleti, anayasal düzene, kendisin­den daha gelişmiş olan Rus Çarlığı'ndan önce girmiştir (Osmanlı 1876, Rusya 1905). Bu bir siyasal sıçramadır ve bu siyasal sıç­ramayı sağlayan reformlar, ülkenin siyasi kültüründe de önemli bir sıçrama yaratmıştır. Türkiye'de, önce cumhuriyetin ilan edil­mesi, daha sonra da çok partili siyasi hayata geçilmesi, bu siyasi ve kültürel sıçramanın bir sonucudur. Bugün bilinçli bir biçimde değerlendirilmesi gereken Osmanlı mirası işte budur. Osmanlı modernleşmeci eliti, istediği sonucu alamamıştır; fakat her şeye rağmen Osmanlı modernleşmeci elitinin bu tecrübesinden Atatürk fazlasıyla yararlanmıştır. O, Osmanlı seçkinle­rinin yanılgılarını tekrarlamamak için üstün gayret sarf etmiş ve Osmanlı modernleşmesinin (Batılılaşmasının) açtığı yoldan çok daha kararlı bir şekilde kendi yöntemleriyle ilerlemiştir.
Sayfa 521Kitabı okudu
" ... Bu düşüş, bu alçalış, yalnız maddi şeylerde olsaydı hiç­bir önemi yoktu. Ne yazık ki Türkiye ve Türk halkı, ahlak ba­kımından da düşüyor. Durum incelenirse görülür ki, Türkiye Doğu maneviyatıyla sona eren bir yol üzerinde bulunuyordu. Doğuyla, Batının birleştiği yerde bulunduğumuz, Batıya yak­laştığımızı zannettiğimiz takdirde, asıl mayamız olan Doğu maneviyatından tamamıyla soyutlanıyoruz. Hiç şüphesizdir ki bundan, bu büyük memleketi, bu milleti, çöküntü ve yok olma çıkmazına itmekten başka bir sonuç beklenemez." Atatürk'ün 6 Mart 1922 tarihli Meclis konuşmasından.
Sayfa 528Kitabı okudu
Atatürk, "devrimi koruma kararlılığını" daha 1924 yılında bütün açıklığıyla ortaya koymuştur. CHP Yönetim Kurulu'nun 22 Kasım tarihli toplantısında, Türk devriminin geleceği tartışılırken söz alan Atatürk, orada bulunanlara, " ... soruyorum size büyük tedbirler alınmasına taraftar mısınız? TBMM bu kanunları kolaylıkla kabul eder
Sayfa 541Kitabı okudu
Reklam
629 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.