Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Atatürk'ün Son Sözü - Aleykümesselam

Ali Güler (Akademisyen)

Atatürk'ün Son Sözü - Aleykümesselam Sözleri ve Alıntıları

Atatürk'ün Son Sözü - Aleykümesselam sözleri ve alıntılarını, Atatürk'ün Son Sözü - Aleykümesselam kitap alıntılarını, Atatürk'ün Son Sözü - Aleykümesselam en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Dr. İ. Görgülü'nün değerlendirmelerine göre, Hint parasından 500 bin Lira ordu için, 110 bin Lira da Mustafa Kemal Paşa'nın emriyle Yunan ordusunun kaçarken yakıp yıktığı şehir, kasaba, köylerde aç ve açıkta kalan insanlarımız için harcanmış geriye 65 bin Türk Lirası kalmıştır.
Sayfa 162Kitabı okudu
Prof. Dr. Sait Kapicioğlu, 1997'de "Atatürk'ün hastalığı alkole bağlı siroz değildi" başlıklı bir makale yayınlamış; Kapıcıoğlu ile aynı fikirde olan Prof. Dr. Utkan Kocatürk'ün konuyla ilgili görüşlerinden hareketle Gazeteci Can Dündar da Atatürk'ün hastalığını büyük ölçüde "beslenme tarzı ve daimi peklikten kaynaklanan "karaciğer iltihabı" olarak ifade etmiştir. Konuyla ilgili olarak en kapsamlı ve en ciddi araştırmayı yapan ve bizim de eserinden geniş ölçüde faydalandığımız Eren Akçiçek ise bu görüşlere katılmamakta, farklı görüşleri değerlendirmekte ve "Türk doktorların 10 Kasım 1938 ölüm raporunda belirttikleri teşhis doğru bir teşhistir" demektedir.
Reklam
Böbreklerinde rahatsızlık Mustafa Kemal'i hayatı boyunca meşgul eden en önemli rahatsızlıklarından biri olmuştur. Daha 20'li yaşlarında iken akıntılı bir idrar yolları enfeksiyonu (Blennor raghie) geçirmiş; daha sonraları ortaya çıkan böbrek rahatsızlığı Pyelonefrit (böbrek prankim ve/veya toplayıcı sistemindeki en feksiyon) olarak değerlendirilmiştir.
Sağlığına bakmamasının nedeni, millet için az zamanda çok büyük işler yapma çabalandır. Milletin saadet ve selametini kendi sıhhatinden üstün tutmuştur. Atatürk, evhamlı bir adam değildir, doktor muayenesini sevmez, doktor tavsiyesini pek dinlemez. İlaçlarla da arası hoş değildir. Rahatsızlıkları kısa ve geçicidir.
Tertiana tipi sıtma nöbetleri, sonraki yıllarda, özellikle savaşlar sırasında Mustafa Kemal'in hiç yakasını bırakmamıştır. Çanakkale Savaşlarında sıtması yeniden tekrarlar. Yedi buçuk ay aralıksız katıldığı Çanakkale Muharebeleri boyunca rahatsızlığının ıstırabını çeker. Rahatsızlığından dolayı tümen tabibi de yanındadır. Anafartalar Grup Komutanlığı'nı üstlendikten sonra 20 Eylül 1915 günü rahatsızlanır. Liman Paşa hatırını sormak için gelir, daha sonra hususi doktorunu gönderir. 22 Eylül 1915 gününü rahatsız olduğu için yatakta geçirir. Rahatsızlığı yine sıtmadır.
Atatürk'ün naşı, tahnit işlemine başlanmadan önce o zaman İstanbul Üniversitesi İlahiyat öğretim üyelerinden olan Ord. Prof. M. Şerafettin Yaltkaya'nın nezareti altında İslâm an'anesine uygun olarak "yıkanmış"tır.
Reklam
Atatürk'ün para ve mala karşı büyük bir meyli yoktu; şahsi gelir ve masrafları ile de hiç alâkadar olmazdı; bu hususta katlandığı tek külfet, maaş senedini imzalamaktan ibaretti. Buna rağmen dairenin resmi masrafları üzerinde (tam aksine) çok titiz davranırdı.
Sayfa 155Kitabı okudu
"Atatürk'ün açıklanmayan bir gizli vasiyeti olduğunu" iddia edenlerin sık sık kamuoyu gündemine taşıdıkları en önemli dayanak, Cumhuriyet Gazetesinin 7/11 Şubat 1969 günlü baskısında yayınladığı bir haberdir. Aşağıda ayrıntıları ile değerlendirilecek olan konuyla ilgili iddiaları ortaya atanlar, Tereke ile ilgili gelişmeleri bilmeden ve mevcut çalışmalardan habersiz olarak yazıp çizmektedirler. "Atatürk'e Ait 104 Dosya" olarak adlandırılan belgeler kayıp değildir ve belgelerin nerede olduğu bilinmektedir.
Sayfa 181Kitabı okudu
Atatürk'ün para ile ilişkisi konusunda söylenebilecek son söz belki de şudur: Atatürk, Türk-İslam kültüründe, devlet anlayışında olduğu gibi, ceketiyle iktidara gelen ve iktidardan ceketiyle giden bir liderdir.
Sayfa 166Kitabı okudu
Atatürk yaptığı yatırımlarla, müteşebbisi, sanayicisi, modern tarımcısı olmayan Türkiye'de; Türklerin de müteşebbis, sanayici olabileceğini göstermiştir. Milletine örnek olmuştur. Bu konuda Türkiye'ye büyük hizmet etmiştir. İşletmeleri, çiftlikleri bizzat kendisinin kurmasi ve geliştirmesine rağmen, bunları hiçbir zaman kendi özel malı olarak görmemiş, gelirlerini kendi geliri içine katmamış ve tam verimli hale geldikten sonra da milletine armağan etmiştir. Bunların mirasçılarına geçmesini önlemek için, özel bir yasa bile çıkartmıştır. Esasında işletme gelirlerini özel gelirlerinin içine dahil etmeyerek ve işletme varlıklarını mirasçılarına birakmayarak bu para konusundaki hassasiyetini ortaya koymuştur. İşletme ürünlerini dahi parasını ödeyerek satın almıştır."
Sayfa 166Kitabı okudu
Reklam
Çanakkale, İnönü, Sakarya, Dumlupınar Zafer Meydanları ile Hava Kuvvetleri Şehitleri (Eskişehir) toprakları ve çeşitli şehitliklerden de getirilen ve Etnoğrafya Müzesi'nde muhafaza edilen topraklar düzenlenen bir yazılı protokol ile 03.11.1953 günü Anıtkabir Kontrol Şefliği adına Bekir Atagerçiğe teslim edilmiştir.
Sayfa 148Kitabı okudu
Etnoğrafya Müzesi, 15 yıl süreyle "Anıtkabir" görevini görmüştür. Devlet Başkanlarının, elçilerin, yabancı heyetlerin ve halkın ziyaret yeri olmuştur. 6-14 Kasım 1956 tarihinde müze tekrar halkın ziyaretine açılmıştır. Müze önünde, 1927 yılında Milli Eğitim Bakanlığı tarafından İtalyan Sanatçı P. Conanica'ya yaptırılan at üzerinde bronz bir Atatürk heykeli bulunmaktadır. Müzede Selçuklu döneminden günümüze devam eden Türk sanatının nadide eserleri sergilenmektedir.
Sayfa 119Kitabı okudu
1931 yılında eline 13.186 lira geçerken; 1932'de yürürlüğe giren ve yüksek maaş ve ücretlere ağır bir vergi getiren yasadan sonra Atatürk'ün maaş ve ödeneğinden kesilen vergi miktarı 5.401 líraya çıkmıştır. Bunun üzerine Atatürk'ün aylık olarak aldığı net miktar 9.078 liraya düşmüştür. Bu maaşından yaptığı özel tasarrufu İş Bankası 4 Numarali hesabına yatırılmıştır. Vefatında bu hesapta 53.463 lira 18 kuruş birikmişti.
Sayfa 156Kitabı okudu
M. Kemal'in daha sonraki muayenelerinde doktorlar tarafından tespit edilen hafif dalak büyüklüğü, yakalandığı sıtma hastalığına veyahut ülkenin her tarafında görev yaptığı için bu görevleri sırasında almış olabileceği enfeksiyonlara bağlanmıştır.
11 Eylül 1981 tarihli Milli Güvenlik Konseyi birleşiminde, Anıtka bir hizmetlerinin Genelkurmay Başkanlığı'na devredilerek, burada bir Komutanlık kurulmasına ilişkin kanun teklifi görüşülerek kabul edilmiştir. Altı madde ve üç geçici maddeden oluşan 2524 Sayılı Kanun 15 Eylül 1981 de Resmi Gazete'de yayınlanarak yürürlüğe girmiştir. Aynı kanunun 3. Maddesi'nde "Anıtkabir'in her türlü giderlerinin Milli Savunma Bakanlığı Bütçesinden karşılanacağı" da belirtilmiştir. Bu kanuna göre yeniden Genelkurmay Başkanlığı'na bağh "Anıtkabir Komutanlığı" şeklinde yapılanan Anıtkabirdeki tüm hizmetler bu komutanlık tarafından yürütülmektedir. Anıtkabir Komutanlığı, 750.000 metre karelik arazisi ile birlikte Ant Bloku'nun bakımı, korunması, emniyeti, törenlerin icrası ve idari işlerin yürütülmesi ile görevlidir. Anıtkabir Komutanlığı'na bağlı olarak; Hizmet Kıta Komutanlığı, Muhafız Bölük Komutanlığı ve Atatürk ve Kurtuluş Savaşı Müzesi Komutanlığı (Ağustos 2002'den beri) bulunmaktadır.
Sayfa 270Kitabı okudu
55 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.