Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Atatürkçü Düşünce Işığında Eğitim Politikamız

Mahmut Âdem

Atatürkçü Düşünce Işığında Eğitim Politikamız Gönderileri

Atatürkçü Düşünce Işığında Eğitim Politikamız kitaplarını, Atatürkçü Düşünce Işığında Eğitim Politikamız sözleri ve alıntılarını, Atatürkçü Düşünce Işığında Eğitim Politikamız yazarlarını, Atatürkçü Düşünce Işığında Eğitim Politikamız yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
12 Eylül 1980 askerî yönetimi, Atatürkçülüğün içini boşaltmıştır. Bu arada laik eğitim de onarılmaz yaralar almıştır. Askerî yönetim; antilaik girişimlere ilk yeşil ışığı; ilk ve ortaöğretim kurumlarında Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersini anayasal olarak zorunlu yaparak yakmıştır (Mad. 24). Hangi demokratik ülke anayasasında bir dersin zorunlu olduğu yazılıdır?
Reklam
Türban üniversitelerde 12 Eylül yönetiminin ılımlı siyasal İslâma hoşgörü ile bakması ile sorun olmaya başlamıştır. Askerî yönetimin bu yaklaşımı, tarikat okullarında bu amaçla koşullanmış olan gençlerin üniversitelere başlarını örterek girmelerine neden olmuştur. Bunun üzerine 20.12.1982 tarihinde YÖK bir genelge ile, kız öğrencilerin başörtülü olarak üniversitelere gelmesini yasaklamıştır. Ancak 1983 yılında ANAP'ın iktidara gelmesi, özellikle Turgut Özal'ın başbakan olması ile bu konudaki uygulama yumuşatılmaya, delinmeye başlamıştır. Bunun üzerine YÖK, 1984 yılında başörtüsü yerine, "modern türban" ifadesini kullanmıştır. YÖK'ün bu konudaki kararına karşı Danıştay'da dava açılmıştır. Danıştay 8. Dairesi, 13.12.1984 tarihli kararında "Başörtüsü masum bir alışkanlık olmaktan çıkarak kadın özgürlüğüne ve cumhuriyetimizin temel ilkelerine karşı bir dünya görüşünün simgesi haline gelmektedir" gerekçesi ile davayı reddetmiştir
6 Eylül 1980'de MSP'nin Konya Mitinginde şeriat başkaldırısı yaşanmış, istiklal marşı okunurken topluca oturulmuştur. Bu başkaldırının liderlerinden birçoğu, 1983 yılından sonra milletvekili seçilerek TBMM'ne girmiş, sonra da laik Türkiye Cumhuriyeti'ni koruyacağına yemin etmiştir.
1960'lardan sonra çalışmalarını siyasal iktidarların hoşgörüsü ile yasal olmayan bir biçimde sürdüren birçok tarikat; yeniden hortlamış, özellikle sözde "Atatürkçü" 12 Eylül askerî yönetimiyle büyük bir patlama yapmıştır. Çoğu bu tarikatlarca kurulan vakıf ve derneklerce açılan ve işletilen onbinlerce Kur'an Kursu, öğrenci yurdu; zorunlu öğrenim çağındaki gençlere dinsel eğitim veren Diyanet İşleri Başkanlığına bağlı Kur'an Kursları ve İmam-Hatip Ortaokul ve Lise kısımları çığ gibi çoğalmıştır. Bu kurumlarda karma eğitim büyük yaralar almıştır, almaktadır. Bunların hepsi imam mı olacak? Amaç, imam yetiştirmenin yanısıra, özellikle karşı devrimci militan yetiştirmek mi?
1965 yılında kabul edilen Diyanet İşleri Başkanlığı kuruluş yasası ile Kur'an kurslarını açma ve yönetme görevi müftülüklere verilmiştir. Oysa Aydınlanma Devrimi'nin, ilk ve en önemli eğitim devrimi yasasına göre tüm okullar Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlanmıştı. Böylece Öğretim Birliği Yasası delinmiştir.
Reklam
1 Şubat 1949 tarihli bir genelge ile ilkokullara program dışı din dersi konulmuş, 04.11.1950 tarihli ikinci bir kararla din dersleri program içine alınmıştır. 1950 yılında siyasal iktidarın demokratik yoldan değişmesi üzerine, bugünkü şeriatçı gelişmelerin altyapısı atılmaya başlanmıştır.
Bir yanda evrensel boyutta ve bilimsel eğitim-öğretim hizmeti sunan çağdaş okullar, öte yanda şeriata özlem duyan ve kimi köktendinci partilerin mücahitlerini yetiştiren Kur'an Kursları ve İmam-Hatip Okulları -ki bu iki tür okulda öğrenim görenler, çağdaş okullardaki öğrenci sayısından daha hızlı artmakta- bulunmaktadır.
1950'li yıllarda Köy Enstitüleri, 1980'lerde de yine Öğretmen Okulları (ilköğretmen, eğitim enstitüsü, yükseköğretmen) kapatılarak İmam-Hatip Okulları açılmış, bundan öğretmenlik mesleği büyük yaralar almıştır. Böylece ülkemizde öğretmen eğitimi yozlaştırılmıştır.
Eğitim ile kalkınma arasında çok sıkı bir ilişki bulunmaktadır. Hatta eğitim çağdaşlaşmanın kilidi, kalkınmanın anahtarıdır.
79 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.