Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Atatürk'ün Sevdiği Kadınlar

Turan Bozkurt

En Yeni Atatürk'ün Sevdiği Kadınlar Sözleri ve Alıntıları

En Yeni Atatürk'ün Sevdiği Kadınlar sözleri ve alıntılarını, en yeni Atatürk'ün Sevdiği Kadınlar kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"Elem büyük mürebbiyedir."
Sayfa 257 - Lâtife Hanım, 21 Ağustos 1926, Vasıf Çınar'a yazdığı mektupKitabı okudu
"Hayatta öyle muammalara, öyle müthiş fırtınalara tesadüf edilir ki, bazen en kuvvetli dimağ bile muvazenesini kaybedecek kadar sarsılır. Böyle vaziyetlerde, bence yakın bildiğimiz insanların, hazan yaprakları gibi titreye titreye, çırpına çırpına kızarıp sarardıklarını, solduklarını ve nihayet merbut oldukları dala tutunamayarak düştüklerini ve toprağa karıştıklarını görürüz. Fakat bazen elem, yine o kahhar (kahredici) pençe, tefrik ettiği mütait bir ruhu kuvvetli yumruğu içinde sıkar. Bir gün dünyanın her acısını küçük görecek kadar kudretli olarak, yepyeni bir zihniyetle (vazife zihniyetiyle) beşeriyetin içine atar."
Sayfa 256 - Lâtife Hanım, 21 Ağustos 1926, Vasıf Çınar'a yazdığı mektupKitabı okudu
Reklam
Lâtife ile ilk karşılaşma
Kadın, bir adımını ileri atarak yazı masasının önüne geldi ve bir elini, masa üzerindeki, haritanın sarkan bir köşesine koydu. Eli, sanki Erzurum dağlarının karı gibi öylesine beyazdı. Kahverengi gözleri vardı ve ışık, siyah bir eşarp ile sarılı başını biraz aydınlatıyordu. -Ben Gazi Hazretleri'ni arıyorum. Atatürk ayağa kalktı. -
Sayfa 207Kitabı okudu
Lâtife; Türkiye Cumhuriyeti'nin İlk First Lady'si
Kanser olduğunu yakınlarından bile gizleyen, içini yalnızca mektuplara ve günlüklerine döken, yıllar sonra yabancı basına verdiği bir röportajda “Atatürk bensiz yaşamaya ikna edildi" diyen bir kadın... Atatürk'e duyduğu aşkla, boynundaki kolyede ileride eşi olacak bir liderin fotoğrafını taşıyan haliyle, yazdığı mektuplarla, kırgınlıklarıyla, kızgınlıklarıyla, başını dik tutan tavrıyla, ayaklarını yere vurmasıyla, gençliğiyle, kendisinden ayrı yaşamaya ikna edilen eşini eli kolu bağlı bir şekilde seyretmesiyle, güzel ve akıllı olmasına dahi tahammül edemeyen bir kitlenin kendisine nasıl tepki duyduğunu hissedişiyle... Latife Hanım, her şeyden önce bir kadındır. Çankaya'da yaşanmış kısacık zamanda genç, iddialı ama kırgın bir First Lady olarak Ankara'ya hüznünü fazlaca bırakmış.
Sayfa 201Kitabı okudu
Atatürk'ün Latife Hanım'ı boşadıktan sonra, ona yazdığı ve ayrılmanın gerekçelerini açıklayan mektubu, Türk Tarih Kurumu tarafından 2005'in Şubat ayında açıklanacaktı. Ancak, Latife Hanım'ın mirasçıları hatırasına saygıdan dolayı böyle bir açıklamanın yapılmamasını istedi. Türk Tarih Kurumu da bu isteğe uyarak Latife Hanım'ın mektuplarını yayınlamadı. Kim bilir belki de yayınlanmış olsaydı, Atatürk ile Latife Hanım arasındaki olaylarla ilgili bazı meseleler açıklığa kavuşmuş olurdu.
Sayfa 197 - Mehmet Barlas, Sabah GazetesiKitabı okudu
Atatürk, Latife Hanım'dan boşandıktan yıllar sonra evlilik üzerine yaptığı bir açıklamada şunları söylemiştir: "Eşini mutlu edebilecek herkes evlenmelidir. Çocuk sahibi olmalıdır. Bana bakmayın, bu meselede örnek İsmet Paşa'dır. Benim hayatım başka türlü düzenlenmiştir. Buna rağmen tec rübesini yaptım. Sonra anladım ki, bu iş benim başaracağım bir iş değildir."
Sayfa 196Kitabı okudu
Reklam
Boşanma kararı alan Atatürk, Doğu Anadolu gezisi sürerken Latife Hanım'ı Salip Bozok ile Ankara'ya göndertir. Olayın bundan sonrasını ise Mehmet Barlas Sabah gazetesindeki yazı dizisinde şöyle anlatır: "Atatürk Latife Hanımı Ankara'ya doğru yola çıkardıktan sonra öfkesi geçer ve Latife Hanım Kayseri'de durdurulur. Barışırlar ve Sivas,
Sayfa 195Kitabı okudu
Lâtife'den İngiliz ve Fransız donanmasına ültimatom
Dış işleri Bakanı Yusuf Kemal Bey (Tengirşenk) artık İzmir bir Türk kenti olduğu, tamamen ele geçtiği için İngiliz ve Fransız donanmasının körfezden gitmesini istiyor. Fakat buna mukabil İngiliz ve Fransız donanması gitmiyor. O sırada Mustafa Kemal çok kızıyor. Bir türlü istediği ültimatom yazılamıyor. Tâbii diplomasiyi düşünürsek Yusuf Kemal Bey İngilizlerle savaş istemediği için biraz daha yumuşak bir nota yazıyor. Fakat Latife bunun üzerine Mustafa Kemal'in çok sinirlendiğini anlayınca şöyle diyor: - Eğer izin buyurursanız ben yazayım, Paşam. - Siz mi yazacaksınız? - Evet Paşam. - İngilizce mi? - Evet Paşam. - Buyurun yazın, Küçük Hanım. Bunun üzerine Latife Hanım notayı yazıyor: 24 saat içinde İzmir Limanı'nı terk etmezseniz, sizi batırırım." Bu kadar basit ama son derece sert. Yazıldıktan sonra Mustafa Kemal notayı okuyor ve soruyor: "Bu kalemle mi yazdınız, Küçük Hanım?" "Evet, Paşam." diyor. Paşa, "Verin onu bana." diyerek kalemi alıyor, öpüyor ve "Çok teşekkür ederim Küçük Hanım." deyip Latife Hanım'a geri veriyor. Öke, teyzesinin ömrünün sonunu kadar bu kalemi yazıhanesinde sakladığını aktarıyor.
Sayfa 183Kitabı okudu
(Latife) Kendisinin İslam dinine göre reşit olup istediği kişi ile evlenme hakkını haiz olmasına rağmen, babasının ve ailesinin onayı olmadan bunu yapmayacağını ve gizli tutulacak bir imam nikâhını kabul edemeyeceğini açıkça söylemiş. Paşa ikinci defa ısrar ederek, aşkının ne kadar derin ve gerçek olduğunu göstermek için Latife Hanım'ı öpmek üzere eğilmiş. Bunun üzerine Latife Hanım, terastaki büyük mermer masanın üzerinde duran esir komutan Trikopis'in beylik tabancasını kaparak havaya üç el ateş etmiş ve Paşa'ya, eğer devam ederse dördüncü kurşunla kendisini vuracağını, zira Paşa'nın bu memlekete elzem, kendisininse önemsiz olduğunu söylemiş. Bu sırada koşup gelen korumalar ve yaverlere Paşa, ata binen, fayton kullanan Latife Hanım'ın iyi bir silah atıcısı olduğunu söylemesi üzerine iddiaya girdiklerini söylemiş. Deneme yaptıklarını ve İzmir'de böyle iyi silâh kullanan hanımlar varken, Yunanlıların zaten savaşı kaybedecek.lerinden emin olduğunu söyleyerek hem espri yapmış, hem Latife Hanım'ı onurlandırmış ve gelenleri geri göndermiş." Paşa hayranlık ve şaşkınlık içinde, "Bunu gerçekten yapar mısınız?" diye sorunca, "Siz savaşlar kazanmış bir komutansınız, saldırmayı da, ricati da ne zaman yapacağınızı bilirsiniz. Siz durabilirsiniz ama ben sadece genç bir kızım, siz durmazsanız ben de duramayabilirim."
Sayfa 182Kitabı okudu
Latife ile Mustafa Kemal 4 gece boyunca baş başa kalarak saatlerce konuşur. Olayın detayını Mehmet Sadık Öke şöyle anlatıyor: "Gerek Lord Kinross'un, gerek daha başka yazarların belirttiği gibi; Mustafa Kemal, Beyaz Köşk'te Latife Hanım'dan o kadar etkileniyor ki, beraber olmak istiyor. Ancak Latife Hanım tabii ki asla kabul edebilecek yapıda biri değil. Hikâyeyi geniş anlatmak gerekirse; bu konuşmalar esnasında bir gece birbirlerine ilgilerini ifade ediyorlar. İlk önce Latife Hanım ilgisini söylüyor. Paşa'nın, yaveri Salih Bey'e ertesi sabah ifade ettiği gibi, 'Devir değişti Salih. Artık kadınlar aşklarını önce söylüyor. Ancak Armstrong'un ve Lord Kinross'un da kitaplarında belirttiği gibi, Latife Hanım onunla evlenebilirdi ama metresi olamazdı. Anneannemin 1984 yılında Yalçın Pekşen'e verdiği röportajda, 'Bizim aile öyle bir aileydi ki evlilik bağı dışında hiçbir şekilde birlikte olamazlardı.' şeklinde anlattığı üzere başka türlü bir birliktelik imkânsızdı.
Sayfa 181Kitabı okudu
69 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.