Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Atatürk'ün Uşağının Gizli Defteri

Cemal Granda

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
“Paşam, bu çocuğa boşuna emek vereceksin.” -“Niçin?” “Efendim, çoban hiç okur mu? Adam olur mu?” Bu saçmaları büyük bir dikkatle dinleyen Atatürk; -“Yahu, ne uzağa gidiyorsunuz. Ben de bir zamanlar tarlada kargaları bekledim. Dayımın çiftliğinde onun koyunlarını güttüm. Beni biraz zeki gören dayım: ‘Bu çocuğu okutmalı’ dedi. Bundan sonra beni askere okula yazdırdılar. Ben okudum, gördüğünüz yere geldim. Çobanlar okumaz diye bir nazariye yoktur. Bu çocuk da okur. Belki büyük bir adam da olur. Onu da zaman gösterir” dedi. Çoban Mustafa, Atatürk’ün Dolmabahçe’de mübarek naaşını yaşarmış gözlerle selamlarken, üzerinde Kuleli üniforması bulunuyordu.
Atatürk belki yapayalnızdı ama, bütün benliği Türk Milleti’yle doluydu. Bütün milletin de kalbinde yatıyordu. Aile mutluluğunu milletinin sevgisiyle değişmişti.
Reklam
İçişleri Bakanı Şükrü Kaya, Çanakkale bölgesini teftişe giderken, Atatürk ona şöyle demişti: -“Çanakkale’ye gittiğinde aziz şehitlerimizi de ziyaret etmeyi unutma. Bu görevi yapacağına şüphem yok. Yalnız orada nasıl bir nutuk söyleyeceksin?” Atatürk, Şükrü Kaya’nın, söyleyeceği nutku düşünmeye başladığını görünce şöyle dedi: -“Dur ben söyleyeyim nasıl konuşacağını. Orada diyeceksin ki: ‘Ey burada yatan sevgili şehitlerimiz, sizi saygıyla anıyoruz.’ Sonra mehmetçik anıtının başında yapacağın konuşmada: ‘Burada rahat ve huzur içinde yatınız. Siz olmasaydınız, düşman bu kutsal topraklarımıza yayılacaktı.’ “ Şükrü Kaya, Atatürk’e tıpkı bu şekilde konuşacağını söyleyince Atatürk itiraz etti: -“Hayır böyle konuşmayacaksın. Bundan daha güzel konuşacaksın. Çanakkale’de yalnız bizim şehitlerimizi değil, bu topraklar üzerinde kanlarını döken yabancı muharipleri de saygıyla anacaksın. Diyeceksin ki: ‘Bu ülkenin topraklarında kanlarını döken kahramanlar. Burada bir dost vatan toprağındasınız. Huzur ve sükun içinde uyuyun. Mehmetçikle koyun koyunasınız.’ “ Şükrü Kaya buna karşı çıktı: -“Paşam ben bunu yapamam” deyince Atatürk kızdı: -“Söyleyeceksin. Cihana karşı böyle konuşacaksın. Diyeceksin ki: ‘Uzak diyarlardan evlatlarını savaşa gönderen analar. Göz yaşlarınızı dindiriniz. Evlatlarınız bizim bağrımızdadır. Huzur içinde rahat uyumaktadır. Onlar bu topraklarda canlarını verdikten sonra artık bizim evlatlarımız olmuşlardır.’ “
Sayfa 156Kitabı okudu
“Vatandaşlarım... Buna rakı derler. Vaktiyle padişahlar gizli içerlerdi. Ben açık içiyorum. Siz de benimle beraber içiyorsunuz. Karşılıklı içiyoruz. Hepimiz eşitiz. Benim için rakı içer, şunu bunu yapar diyorlar. Ben bunların hepsini yaparım... Hepsi doğrudur. Neticede unutmayın ki, ben de sizin gibi in­sanım. Sizinkinden bir fazla değildir yaptıklarım…”
Anlattıklarına göre II. Abdülhamit'e genç subaylar el öpmeğe gelirmiş. Padişah el vermez, bir paçavra sallar, gelenler onu öperlermiş. Bir gün huzura genç bir subay çıkmış. Paçavra falan öpmemiş. Bir selâm çakıp, soldan geçmiş. Padişah : — Kim bu adam? Diye sormuş. — Mustafa Kemal... Demişler. — Sürün bu adamı...
Artık yalnız gramofon dinliyor ve düşünüyordu. Biraz önce burasını neşeye boğan misafirler, yiyip iç­mişler, birer ikişer başlarını alıp çekilip gitmişlerdi. Hepsinin evinde bir bekleyeni vardı. Çoluğu, çocuğu, eşi, anası, babası... Atatürk ise sadece düşünceleriyle başbaşaydı. Koca köşkte yapayalnızdı.
Reklam
Fenerbahçe’ye Bağışı
Fenerbahçe Kulübü için Atatürk’ten uygun bir bağış istemişler. O da beş yüz lira bağışta bulunmuştu. Atatürk Fenerbahçe’ye özel bir ilgi beslerdi. Bir konuşma sırasında Fenerbahçe’nin halka ait bir takım olduğunu söylediğini duymuştum. Halka ait her şeyi Atatürk tutar ve severdi.
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.