Değişikliklere kolayca ayak uydurabilenler için neşe ve mutluluk kaynağıdır, yenilikler. Ama, eski alışkanlıklarından kurtulamayan kimseler sudan çıkmış balığa dönerler yabancısı oldukları yeni ortamın baskısı karşısında. Hem ruhça hem bedence çöküntüye uğrarlar, bir türlü akıl sır erdiremedikleri yeni yasaklara kazan kaldırırlar. Binbir türlü terslikler başgösterir. Bu yabancı çevrede düşkınklığına uğrar insan; acı üstüne acı, sıkıntı üstüne sıkıntı çeker artık. Böyleleri için yapılacak şey, iyisi mi iş işten geçmeden bir an, önce sılaya dönmektir.
Yaşam böyleydi işte, haksızlık filan yoktu bunda. Toprağın hemen üstünde doğmuş, toprakla kucak kucağa yaşamıştı; sonunda yine toprağa dönmek yeni bir yasa sayılmazdı onun için. Etin ve kemiğin yasasıydı bu.