Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Avrupa Resminde Gerçek Duygusu

Sabahattin Eyüboğlu

Avrupa Resminde Gerçek Duygusu Gönderileri

Avrupa Resminde Gerçek Duygusu kitaplarını, Avrupa Resminde Gerçek Duygusu sözleri ve alıntılarını, Avrupa Resminde Gerçek Duygusu yazarlarını, Avrupa Resminde Gerçek Duygusu yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"Sanat, kişiliğin de ortaya konuşudur ve eser sanatçının yaşadığı dönem ile olan karşılıklı ilişkisinden doğar."
Sayfa 22 - Hayalperest Yayınevi
"Aslında Rönesans'tan bu yana Avrupa sanatının amacı yalnız dış tabiata bir ayna tutmak, iyi gören bir göz -Degas'nın Monet için söylediği gibi yalnızca bir göz- olmak değil tabiata benzeme yoluyla da olsa, yüreği, düşüncesi ve dünya görüşüyle "insanı" anlatmaktı."
Sayfa 2 - İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Yayınları
Reklam
Bu resimde bizi Van Gogh'un iç dünyasına götüren ne yüzün ifadesi, ne de kendi eliyle kesilmiş kulağıdır. Şüphesiz onlar da ruhunda olup bitenden haber veriyorlar ; fakat Van Gogh 'un bir ressam olarak yaşadığı dramın ipuçlarını daha çok üslubunda, çizgileri kullanışında ve renkleri kendine göre seçip yoğuruşunda buluyoruz.
Don Kişot, Avrupa mizahını yarattığı en güçlü roman kahramanlarından biridir. Düşüncesinin dikine giderek gerçeği görmeyen bu hayal şövalyesini, Daumier, başı bulutlarda, kendisi gibi kurumuş, bir düşünce iskeleti haline gelmiş atının üstünde gösteriyor. Sağduyuyu ve gerçeği yansıtan Sanşo Pansa arkada, silik bir leke olarak kalıyor. Uyumlu bir bütün kuran at ve altının her birinde hayal ve gerçekliğin çatışması belli oluyor. Rossinante cılız ve perişan bir attır, ama bir hayal atıdır. Bütün maddi düşkünlüğüne rağmen azametli ve mağrur bir duruşu var. Don Kişot da öyle.
Rubens'in Andromeda'sı Brescianino'nun Venus'una birçok noktalardan benziyor. Her iki resimde de ayakta duran, çıplak bir kadın gösteriliyor. Fakat bu konuyu her iki ressam çok değişik biçimlerde görmüş ve resme geçirmiştir. Rubens'in resminde kadının bedeni, Brescianino'da olduğu gibi yatay ve dikeylerin kasnağı içine alınmıyor. Rönesans resminde göze çarpan ana yönler, Rubens'te ustalıkla saklanıyor. Brescianino'da dimdik duran beden, burada bir balmumu yumuşaklığı kazanıyor. Başın, kolların tutuluşu, bacaklar, hep Rubens'in resim kenarlarını tekrarlayan yönlerden kaçındığını gösteriyor. Brescianino'nun resminde figür, çerçeve içine rahatça yerleşen bir düzene alınmakla, dünyadan ayrılıyor. Rubens'in resminde, böyle bir düzen bulunmadığı için, aynı dönemin diğer eserlerinde olduğu gibi, burada da çerçeve, tabiata gelişigüzel açılmış bir pencere izlenimi bırakıyor.
.. Bu adım XVII. yüzyılda atılıyor. Artık bundan sonra gün ışığının dokunduğu her şey sanata girebilecekti: kasap dükkanı bile.
Reklam
Botticelli, çağdaşları gibi dış tabiata çevrili olmakla beraber, zamanında birçok resimleri birer anatomi ve perspektif çalışması haline getiren kuru okul tabiatçılığına karşı koyuyor. Gözlemden çok hayale, akılcı düzenden çok duyguya dayanan..
Ortaçağın, yeryüzünden çok cennete yarışan güzelleri ile bir akrabalığı, hayal yarattıklarını andırır bir görünüşü var. Fakat onlardan ayrılıyor da. Botticelli, güzel kadın kavramını, boş kumaşlar içinde vücudunu saklayan Meryem olarak değil, çıplak bir Venüs olarak düşünüyor.