Ama insan ilk gençlikte bütün yaşamını çekip çeviren kararlar verdiğini nereden bilecek. Düşünsene bütün geleceğimiz gençliğimizin aptallıkları üzerine kurulu. Bu, sonraki aptallıklarımızın da kaynağı.
“Sevmek” nasıl bir şeydi? Gerçekten sevmek? Eksiksiz sevmek? İnsan bunu anlayabilir miydi? Yoksa anladığını düşündüğü her durum bir yanılgıdan mı ibaretti? Aşk denilen şey, herhangi bir yakınlığın, özel vurgular katılarak abartılması mıydı?”
Başkalarının aynasındaki yüzümüz bize ne kadar benzemezse o kadar mutlu oluruz. Taşımadığımız özelliklerin bizde varolduğunu sanmamızın nedeni yine başkalarıdır.