"... 'Gerçekten sevmek' nasıl bir şeydi? İnsan bunu anlayabilir miydi yoksa anladığını düşündüğü her durum bir yanılgıdan mı ibaretti? Aşk denilen şey, herhangi bir yakınlığın özel vurgular katılarak abartılması mıydı? 'Aşk' var olan bir şey değil de oluşturulan bir şey midir? "
" Kadınlar bir işte çalışırken erkekler kadar yalnızlıkla sınanmadı, bunu da öğreneceğiz. Ülkemizde tek başına çalışmaya giden yalnız ben değilim. Çalıkuşu Feride romantik yanımızdır, Suat Derviş işe akıl yanımız."
O anda anladığım bir şey var, insanın kendine hayran olabilmesi için başkalarının en az bir kez ona hayran olması gerekir.(…) Adalet yok. Hiçlikte eşitlenebiliyoruz yalnızca.
Ama insan ilk gençlikte bütün yaşamını çekip çeviren kararlar verdiğini nereden bilecek. Düşünsene bütün geleceğimiz gençliğimizin aptallıkları üzerine kurulu. Bu, sonraki aptallıklarımızın da kaynağı.
“Kendimi durdurarak, ayaklarımın üzerinden indim ve ruh gibi gizlenerek, sokaktan geçişimi izleyeceğim bir köşeye kuruldum. Ben geçtim kendimin önünden. Bir cesettim sanki ya da resim. Kendimi o sokakta ölmüş buldum.”