Sunay Genç başka kitaplarınıda okudum.Aynı fikri paylaşırmısınız bilmem ama bazı insanlar için ben şöyle düşünüyorum.Ki bu bazı insanlardan biri de sevgili

Sunay Genç 🤗bu değerli insanların yazdıklarını okumaktansa dinlemek bana çok daha keyifli geliyor.Mesela bu kitap güzel .İçinde geçen hikayelerde benim ilgimi çeken bayrak hikayeleriydi. Lakin ben bu kitaptaki hikayeleri

Sunay Genç beyden dinlesem daha başka bir keyif alırdım.Bazı insanlar sanki yazmak için değilde yazılanlara can vermek için doğmuş gibilerdir. Yaşanmışlıkların bir kelamdan kaleme döküldüğü satırlar bazı insanların dilinde can bulurlar.Bu benim tahayyülüm tabi.En başında dedim ya katılırsanız. Yani okurken alıp götürmesede beni güzel bilgiler veriyor.Keyif aldığınız çokça yer var. Aynı kitapta yazılanları oturup

Sunay Genç dinlesek bu başka bir şeye dönüşüyor.Bence Sunay beyin gücü ,o anlatımındaki bir yanı hiç büyümeyen çocuk kalmış ve içine sığdıramadığı hümanistliğiyle başka bir büyü oluşturuyor. “Şiir yazıyorum Şiir yazıp eskiler alıyorum Eskiler verip musikiler alıyorum Bir de rakı şişesinde balık olsam Orhan Veli.”

Solak Kadın

@manuka

20 Ocak 2021 09:09

Tarih

Kara Cuma(1927-Viyana)

1927 yılı Avusturya katliam ve faşizmin aldığı 89 can... Sorumlu emniyet müdürü Johann Schober! Bu canların tahmin edeceğiniz üzere yoksulluk içinde sefaletin canlarına tak ettiği bir grup direnişçi ve haksız bir beraatin karşıtı bir grup işçi. Bu döneme minicik bedeniyle şahit olmuş koca yürekli bir şair... ...yaşanan olaylar nedeniyle bir mağazaya sığınmak zorunda kalan ilkokul çağında bir çocuk, o kanlı katliamı, ölü ve yaralıları mağazanın vitriminden görür. Daha sonra, devam ettiği okulda yapılan Neol kutlamalarında sahneye çıkar ve şu konuşmayı yapar: “Sayın bayanlar, baylar! Ne yazık ki Noel şiirimi okuyamayacağım. Çünkü Emniyet Müdürü Dr. Schober’in misafirler arasında olduğunu duydum. ‘Kanlı Cuma Günü’ şehir içindeydim, ölü ve yaralı sedyeleri gördüm. Emniyet Müdürü Dr. Schober’in önünde şiir okuyamam.” Sahnedeki çocuğun sözlerine sinirlenen Emniyet Müdürü Schober salonu terk eder. Arkasından mikrofondan öğrencinin sesi tekrar duyulur: “Şiirimi şimdi okuyabilirim.” Bu çocuk, hayatı boyunca aşırı milliyetçilerin baş belası kesilecek olan Viyanalı şair Erich Fried’dir. “Kanlı Cuma” olarak tarihe geçen o katliam, Birinci Cumhuriyeti’n sonunun başlangıcıdır. Bu direnişin sembolü olan şair

Erich Fried (

Sunay Akın 'ın

Ayçöreği ve Denizyıldızı kitabından)