Aydın Üzerine Tezler 3
Yalçın KüçükAydın Üzerine Tezler 3 Gönderileri
Aydın Üzerine Tezler 3 kitaplarını, Aydın Üzerine Tezler 3 sözleri ve alıntılarını, Aydın Üzerine Tezler 3 yazarlarını, Aydın Üzerine Tezler 3 yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Zaman. ölümsüz. Ölümsüz'ün mezara ihtiyacı yok. Grek Tanrı ve Tanrıçaları'nın mezarı var mı?
Türk aydını, bu çalışmalarda ele alındıkları tarihsel kapsam içinde, on dokuzuncu yüzyılın başından bu yana, yıkılmakta olan bir düzeni korumak ve bir devleti kurmak için varoldular.
Tezi, başka sözcüklerle tekrarlıyorum: Türk aydını, reddetmenin erdemlerini anlatabilen tarihsel fırsatlardan yoksun olarak doğdu.
Tezin uzantısını yazıyorum: Reddetmenin erdemlerinden yoksun olarak doğan Türk aydını, bir Doğu kurumu olan inzivadan, tek gözlü devden uzak durunca, korktu.
Sayfa 285
Hiç kimse kendi köyünde peygamber olamaz.
Vulgar mantık, belli bir eylem ile istenmeyen bir sonuç arasında bir beraberlik gördüğü zaman, bu ikisini birleştirebilmek için hemen polis parmağı aramaya başlar ve bulmakta da gecikmez. Türk entelijansiyası içinde sürekli ''polis parmağı'' merakı, vulgaritenin etkisine ve aynı anlama gelmek üzere bilimsel bakış açısının eksikliğine bağlanmalıdır.
Tarihin «büyük adam» olarak nitelediği insanı, kendi görüntüsüne şaşıran birey olarak düşünüyorum. Büyük bilim adamları da büyük adam'dır. Hepsi uzaktan bakanı şaşırtan bir tevazu'yu yaşıyor. Şaşırtıcı olmaması gerek; aslında büyük bilim adamı büyük bilimsel buluşuna neden bu kadar şaşıldığına ve önem verildiğine şaşıyor, olmalı. Çünkü tamamladığı gerçek, öyle doğal, «oturuyor» ki!
Köylerde hava kararmaya başlayınca davarın ağıla sokulmasının bir yolu var, hep biliniyor. Ağılın açık kapısından başka davarın gidebileceği her yere ve yöne bir yasak konuyor. Yasak, yasak olduğunu duyuran insanlar olabiliyor. Davar, böyle yasaklarla çevrilmiş bir alanda harekete zorlanınca, açık tutulan ağılın kapısından içeri giriyor. Davarın ağıla girmesinde ağılın rolünü abartmamak gerekiyor.
..inat'ın aydının tanımı haline getirilmesi bir seçiş değil, bir gerekliliktir. Çünkü kütle, doğru ile inat arasında, belki gerçekte var olandan çok daha fazla bir birliktelik buluyor. Toplum, giderek, uğrunda inatla cefa çekilen düşünceleri doğru sayıyor.
Her yasal ve barışçıl parti, iktidarı ellerinde bulunduranlarla, ister parti veya isterse bir komite, bir tür anlaşmaya dayanır. Bu anlaşmanın yazılı olması gerekmiyor.