Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Aylı Bıçak

Necati Cumalı

Aylı Bıçak Gönderileri

Aylı Bıçak kitaplarını, Aylı Bıçak sözleri ve alıntılarını, Aylı Bıçak yazarlarını, Aylı Bıçak yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Yenginin coşkusu da yenilginin öfkesi gibi bir şey olsa gerek.
Suyun üstünde suyun akıntısına kapılmış giden küçük bir saman çöpüydü sanki.
Reklam
Suskun, yaşama küskün bir adam olarak kaldı. Sevilmediğini bile bile hayranı olduğu o güzelliğin yakınında yaşamaktan vazgeçemiyordu.
Yenginin coşkusu da yenilginin öfkesi gibi bir şey olsa gerek.
Bu iki gün yeyip içmemiş, uyumamış, düşünmüş, düşünmüş, yine düşünmüştü. Bütün yaşamı boyunca hiç anlayamadığı şeyleri anlamaya başlıyordu şimdi. Büyüklü küçüklü sayısız dişlileriyle dönen kocaman bir çark geliyordu gözü önüne. Örneğin bir su değirmeninin çarkı. Dağ eteklerinde dünyadan kopmuş, unutulmuş köylerin, sürekli bir işten yoksun
File benziyorsun be! File de değil, daha beterine! Yüz ev besliyormuş! Seni kim besliyor be? Ha? Sen kolay kolay doyar mısın? Beslediklerinden hangisinin senin gibi hanı, arabası var? Değil paran, senin yüzüne bakmak haram. Senin yüzüne bakmak adamı günaha sokar, cehennemlik eder be! Kel ettiniz koca memleketi, kel! Yemyeşil dağları donsuz gömleksiz bıraktınız! Çırılçıplak bıraktınız! Rezil ettiniz! Parana da sana da... Bu yaşa kadar haram yemedim, yine yemem! Hadi çek arabanı...
Reklam
Kötülerim! Hepinizi kötülerim! Siz ezdiniz beni! Siz ayaklarınızın altında paspas ettiniz. Siz en küçük bir yardımda bulunmadınız. Almadan hiçbir şey vermediniz bana!.. Nasıl da kendini beğenik, burnu yukarıda yaratıklardı hepsi. Kadını erkeği ile bütün oyuncular, bütün yönetmenler hep öyle yukarıdan bakarlardı ona. Sen, kapının yanında duran... Duymadın mı dediğimi?.. Hadi şekerim bir cigara al gel bana.. Sen kabarık saçlı, neydi senin adın?.. Evet, hep ezmişler, yolunu kapamışlar, önüne geçmişler, hakkını yemişlerdi.
Kocası? Daha dün gece yatağında yattığı adam, neden bu kadar yabancıydı ona? Köyden İzmir'e otomobille gidişini ansıyordu da otomobilde, önünde, şoförün yanında oturan adamı duman gibi görüyordu. Ne kadar gözünün önüne getirmek istese duman basıyordu kocasının yüzünü. Sesini, birlikte geçirdikleri altı ayı hep unutmuş gibiydi. Otomobilde, geride, kendi anası ile görümcesi arasında oturuyordu. Kocası ile eniştesi önde şoförün yanındaydılar. Neden yine de o yolculuğu yalnız yapmış sanıyordu kendini? Ağlıyordu sessiz sedasız. Yutkunamıyordu. Eli ayağı kaskatı evinden ayrılmasına yoruyordu ağlamasını. Eli ayağı kaskatı kesilmişti. Görümcesi evinden ayrılmasına yoruyordu ağlamasını.
Sustu bu kez. Selman yanındaydı ya, eli yine onun elinde sayılırdı. Takıldığı yerden kurtulmuş akıyordu küçük çöp. Nereye mi? Bilemezdi ki! Sadece akıp gitmenin, bir hızın tadını yaşıyordu Selman'ın yanında.
Reklam
Selman yeniden kalkıp gitti. Kadın, alanın ortasında, işten yeni dönen bir taksinin şoförü ile konuştuğunu görüyordu onun. Gözünün önünde gördükçe eli elinde, Selman'ın yanında sanıyordu kendini.
Suyun üstünde suyun akıntısına kapılmış giden küçük bir saman çöpüydü sanki.
Az önce İzmir'den gelmişlerdi. Park kahvesinde o masaya oturmuşlar; erkek iki çay söylemiş, sonra çaylar gelince kendi bardağını iki üç yudumda boşaltıp kendilerini kasabadan köylerine götürecek bir otomobil bulmaya gitmişti. Kadın tek başına kalınca kaybolmuşa dönmüş, oturduğu yerde ufalmış, büzülmüş, masasının üstünde duran çay bardağına bile uzanamaz olmuştu.
19 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.