"Cenâb-ı Hak cümle ümmet-i Muhammed'i (asm) envâr-ı Kur'âniyeden müstefid ve hakikî muvahhidîn sınıfına ilhak ve şimdiye kadar gafletle geçirdiğimiz zamanlardan, defter-i a'malimize yazılan seyyiatımızı, rahmetiyle af buyursun, âmîn."
(
Lem'alar, s. 248) der ve bir mektubunda da Van için şunları ifade eder;
"Benim için Van çok kıymettardır. Lillahi'l-hamd sizler o kıymettarlığı gösterdiniz. Ve Van'a karşı şedit hissiyatıma tam mukabele ediyorsunuz." (
Şualar vb) lokomotif ise, lâhikalar; o trenin rayları hükmündedir.
Barla Lâhikası iki ayak üzere gider. Birincisi; idealist bir dâvâ adamının ruhunu inşa etme adına malzeme ve his deposudur. Hissimizi ikaz eder, ihya eder, canlandırır, ruhu inşa eder. Bu nasıl dışarıya gözükür? İkinci ayağı; istifade ettiğini Üstâd'a takdim ediyorlar ve hissiyatların alışverişine sebebiyet veriyor ve gelecek nesillere yöntem ve ufuk açıyor. Yöntemlerin şeklini anlatır, simge, sembol, ritüel zeminidir. [Hasan Akar]»
(Enfûs Lügati, s. 23)
Otuz Üçüncü Söz'ün Yirmi Dördüncü Mektubu ve emsalleri, insanın ruhunda inşirah hasıl ediyor. Ve kalbinde Sâni'-i Hakîm'in hikmetine karşı pencereler açıyor. Risale-i Nur eczaları, insanın sıkıntılı vaktinde imdadına yetişir ve teselli eder.