Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Bedruddin Ayni

Bekir Karadağ

Bedruddin Ayni Sözleri ve Alıntıları

Bedruddin Ayni sözleri ve alıntılarını, Bedruddin Ayni kitap alıntılarını, Bedruddin Ayni en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Ayni, başta İbn Hacer olmak üzere dönemin büyük tarihçisi Makrizi ile de aynı derecede iyi ilişkiler geliştirememiştir. Ayni-Ibn Hacer çekişmesı, ikisinin farklı mezheplerden olması ve ikisinin de Sahih- Buhári üzerine birer şerh yazması gibi sebeplerle çıkmış olmalıdır. Öyle ki Ayni, Fethu'l-Bari'deki görüş ve düşüncele rinden dolayı İbn Hacer'i tenkit etmiş; İbn Hacer de bu tenkitlere cevap vermek için İntikadü'l-İ'tiråd adlı bir kitap yazma ihtiyacı duymuştur. Aynî'nin vefat etmek üzere olan İbn Hacer'i ziyaret etmesi, aralarındaki tartışmanın daha çok ilmi alana münhasır olduğunu göstermektedir.
Hanefi mezhebinde daha önce bazı çabalar olmasına karşın tabakât-ı fukahâyı sistemleştiren ilk ismin İbn Kemal Paşazâde (ö. 940/1534) olduğu kabul edilmektedir.
Sayfa 101Kitabı okudu
Reklam
Aynî, iyi bir hadis eğitimi aldığı için temel hadis kaynaklarına oldukça hâkimdir. Bundan dolayı bu yöndeki bir eksiklik, onun dikkatini derhal çekmektedir. Bu bağlamda "sahih olmayan rivâyetleri" kullandıkları için Hanefi fakihlerini hadis kitaplarını bilmemekle suçlamaktadır.
Sayfa 197Kitabı okudu
Ayni, doksan yıl gibi uzun bir hayat yaşamış ve ömrünün çoğunu ilim ile iç içe geçirmiş olup ilk fıkıh eserini yirmili yaşlarda son eserini ise doksan yaşına yaklaştığı bir dönemde yazmıştır. Daha da önemlisi Aynî'nin Mısır hayatı, onun ilmi hayatında önemli değişiklik meydana getirmiş ve adeta hayatında devrim niteliği taşıyan bir dönüm noktası olmuştur
Sayfa 237Kitabı okudu
Mısır, Hanefi mezhebinin en az yayıldığı yerlerden birisi olmuştur. Durumun böyle olmasında, Şâfiî ve Maliki mezheplerinin burada etkin olması büyük rol oynamıştır. Hanefilik, Abbasiler döneminde resmi mezhep olduğu zamanlarda bile Mısır'da halk arasında fazla yayılmamıştır. Abbasî Devleti'nin resmi mezhebi olduğu için Mısır'da onlara rakip çıkan Fâtımi Devleti, Hanefi mezhebine karşı tavır almıştır. Bundan dolayı kadı atamalarında son zamanlarda Şafii ve Mâlıki fakihlere görev verilirken; hiçbir Hanefi fakihi kadılığa getirilmemiştir." Fâtımî Devleti'ni ortadan kaldıran Eyyübiler'le beraber Sünni mezhepler rahat bir nefes almışlardır. Hanefi mezhebi, Nureddin Zengi'nın destekleriyle Şam ve diğer şehirlere buradan da Mısır'a yayılmıştır. Eyyübiler'den sonra gelen Memlükler döneminde ise Hanefi mezhebi, Mısır'da yayılmış hatta bazen Şafiilik'ten sonra ikinci sıraya yerleşmiştir.
Hanefi mezhebinde "meşayih" kavramı, genelde bir bölgede belirli bir fakihin etrafında toplanan veya benzer fıkhi tercihlere sahip olan fakihler grubunu ifade etmede kullanılmasıyla birlikte bir dönemi ifade etmek için de kullanılır. Buna göre "meşayih dōnemi", mütekaddimûn döneminin son halkasını teşkil eden üçüncü nesil fakihler ile III./IX. yüzyılın ikinci yarısından başlayan ve yaklaşık IV./X. yüzyılın sonlarına kadar devam eden bir zaman dilimi için de kullanılır
Sayfa 205Kitabı okudu
Reklam
Önemli bir ilim adamı olan Ayní'nin aynı zamanda büyük bir devlet adamı olduğu, yaptığı resmi görevlerden anlaşılmaktadır. Eli yıla yakın idareciliği esnasında sekiz defa Kahire muhtesipliği, üç defa evkâf nâzırlığı, iki defa da Hanefi başkadılığı yapmıştır, Sehavinin, "Ayni'den önce hiç kimse kadılık, muhtesiplik ve evkaf nazırlığını bir arada yürütmemiştir" sözleri onun bu konudaki meziyetini göstermektedir.
Kırk yıla yakın bir süre Müeyyediyye Medresesi'nde hadis eğitimi veren Aynî, bundan başka Mahmûdiyye ve kendi yaptırdığı medresede; fıkıh, hadis, tefsir, tarih ve Arap dili gibi alanlarda dersler vermiştir. Bu nedenle Aynî, birçok öğrenci yetiştirmiştir. Öğrencilerin hepsinin adını burada zikretme imkânımız olmadığı için birkaçının ismini zikredeceğiz. Kemâluddin İbnü'l-Hümâm (ö. 861/ 1457), Kâsım İbn Kutluboğa, Şemsuddin es-Sehâvî, Cemâluddin Yûsuf b. Tağriberdi, Ebu'l-Fadl el-Askalânî (ö. 905/1499-1500), et-Tenûbî (0: 863/1456), Ebu'l-Berekât el-Askalânî (ö. 876/1471), Nûruddin ed-Dekmart (3. 890/1485), Ibn Kādi "Aclún (8. 876/1472), el-Kalyübi (6. 849/1445) ve el-Belbisi (ö. 888/1483) Ayni'den ders almış önemli alımlerdir.
Ayrıca Aynî'nin, o zamanlar Antep şehrinin Halep'e bağlı olmasından dolayı el-Halebî; Mısır'a göçüp oraya yerleşmesi, orada ilmî ve idârî açıdan en verimli dönemini geçirmesi ve orada vefat etmesi nedeniyle el-Mısrî ve Hanefi mezhebine mensup bir âlim olmasından dolayı el-Hanefi şeklinde nisbeleri de mevcuttur
Öğrencilerinden Sehâvî, Aynî hakkında şöyle demektedir: "O; imam, âlim, allâme, sarf, nahiv ve diğer ilimleri bilen, tarih ve lügat hafızı, lügatı çok iyi kullanan, ilimlerde pay sahibi olan, mütalaa yapmaktan ve yazmaktan bıkmayan biriydi. " Başka bir öğrencisi İbn Tağrîberdî, onunla ilgili şöyle demektedir: "O, birçok ilimde parlamış, fıkıh, usûl; sarf, nahiv ve lügat alimi, diğer ilimlerde payesi olup tarih ilminde harika biriydi. Hoş sohbet olan Ayni, Melik Zahir Çakmak hariç sultanların yanında kadri bilinen biriydi. O, mütalaası çok, menkül ve makûlda sermayesi çok olan biriydi. Onun ilmini, ancak tarafgîr olan biri görmezden gelebilir. Çok az ilim var ki, Aynî'nin onda payesi olmasın"
44 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.