“Yapabilirseniz, ona kitapların ne kadar harika olduğunu öğretin... Ama aynı zamanda ona gökyüzündeki kuşların, güneşteki arıların , yemyeşil tepelerdeki çiçekleri ölümsüz gizemini düşünmesini sağlayacak sessiz zamanı da tanıyın.” diyordu. “Ona başarısız olmanın kopya çekmekten çok daha onurlu olduğunu öğ-retin.”
Taliban'ın kadınlar için kadın doktor ve öğretmenler istediğini ama kızların bu meslekleri edinmek için okula gitmelerine izin vermediğini anlatıp ironiyi vurguladım.
İslami yasalarla bir kadının mahkemedeki tanıklığının değeri, bir erkeğin yarısına inmiş. Çok geçmeden hapishanelerimiz, tecavüze uğrayıp hamile kalan, ancak mağduriyetini kanıtlayacak dört erkek bulamadığı için zina suçuyla mahkum edilen on üç yaşındaki kız çocuklarla dolmuş.
Annem hep "Yüzünü ört, insanlar sana bakıyor," derdi bana.
Ben de "Sorun değil. Ben de onlara bakıyorum zaten," diye karşılık verirdim. Çileden çıkardı.