Ben Ne Anlatıyorum Bilinçaltım Ne Anlıyor Sözleri ve Alıntıları
Ben Ne Anlatıyorum Bilinçaltım Ne Anlıyor sözleri ve alıntılarını, Ben Ne Anlatıyorum Bilinçaltım Ne Anlıyor kitap alıntılarını, Ben Ne Anlatıyorum Bilinçaltım Ne Anlıyor en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"iletişimin anlamı aldığınız tepkidir" bu sözün açılımı ise; "karşınızdaki kişilerden hiç ummadığınız tepkiler alıyorsanız, demek istediğiniz şeyi yanlış ifade ediyor olma olasılığınız çok yüksektir."
'Eğer heyecanlanmasam, ona içimden geleni söyleyeceğim ama...' ifadesinin, bilinçaltına verdiği mesaj; 'Ona içimden geleni söyleyemem. Çünkü heyecanlı biriyim'. EĞER ile başlayan şartlı cümleleriniz AMA ile sürüyorsa kilitleniyorsunuz. Bu sözü söylemek yerine sussanız daha iyi. Çünkü daha söylerken bile yapamayacağınızı pekiştiriyorsunuz.
İki kişinin karşılıklı sohbette olduğu an aslında altı kişi vardır. Çünkü her birimiz üç yüzlüyüz;
1. Başkasının bizi algılamasını istediğimiz
2. Kendimizi algıladığımız
3. Başkasının bizi algıladığı yüzümüz.
İlişkiler söz konusu olduğunda çok sık karşılaştığım bir soru şudur: "Niye o değil de ben değişmek zorundayım?" Genellikle şu tarz cevaplar veririm: "O ot gelip ot gitmek isteyebilir. Sende mi öyle olmak istiyorsun?"
Saniyede 4-5 milyon uyarıya maruz kalan insan beyni bunun ancak %15'ini bilinçli olarak yönetebilmektedir. Geriye kalan uyarıların %85'i ise bilinçaltında genelleme, çarpıtma ve yok sayma filtrelerinden geçerek saklanmaktadır.
"Çünkü" çok güçlü bir pekiştiricidir. Söylediğiniz şeyi sanki mühürlemiş gibi bir etkisini arttırır. "Çünkü"nün bilinçaltına verdiği mesaj şudur: "Demek ki önemli ve gerçekçi bir durum var" Örneğin, 'Sınavla ilgili rahat hissediyorum ÇÜNKÜ elimden gelen en iyi şekilde çalıştım', 'Ben piyanist olmak istiyorum. Çünkü bu konuda doğuştan yetenekliyim.' gibi ifadeler "çünkü"den önceki söylediklerimizi güçlendiriyor.
“Görmezden geldiğimiz veya bastırdığımız ana duyguların üzerinde duracak olursak: korku,üzüntü ,öfke ,suçluluk ,utanç ,kıskançlık diye listeleyebiliriz.Bu duygular negatif enerji yüküyle beraber bazı hayat derslerini işaret eder çoğu zaman.Bu duyguları görmezden gelince geçici rahatlık sağlayan kaçış davranışlarına yöneliriz.Bu davranışları listelersek en çok aşırı yemek ,aşırı çalışmak ,aşırı uyumak ,sigara içmek ,alkol almak ,gereksiz alışveriş yapmak vb. diyebiliriz.
Ana duyguların asıl anlamlarına bakarsak korku = bir tehlike var ,üzüntü = ya birini ya da bir şeyi kaybettik ,öfke = bir haksızlık var veya yaptığın her neyse işe yaramıyor, suçluluk = adil olmayan bir durum var anlamına gelir.
Her biri ,hissedilmesine neden olan olayın içine girip çözümlenmeyi hak ederken onları görmezden gelmemiz tıkanıklık yaşamamıza sebep olur.Oysa duyguların bir çıkış yoluna (salıverilmesine) ihtiyacı var ve çıkış yolu öncelikle onları kabul etmekle başlar.
'Keşke' sözcüğü de dikkatli kullanılması gereken kalıplardan biri. "Keşke onu aramasaydım" gibi geçmiş zamanlı bir cümle pişmanlık anlatıyor ve söylediğimiz anda enerjimizi düşürmekten başka işe yaramıyor. Oysa bizim işimiz enerjimizi yüksek tutmak.
'Asla' sözcüğünü mümkünse kullanmamanız önerilir. Çünkü 'asla' büyük konuşma riski taşıyor ve 'asla' dediğiniz şey neyse onu yaşama olasılığınız artıyor.
Kararlarınızda çok fazla -cek - cak kullanıyorsanız, sözlerinize tarih eklemeniz önerilir. Yani, "bir gün bilgisayar kullanmayı öğreneceğim" dediğinizde bilinçaltınız harekete geçmeniz için sizi desteklemiyor. Sanki olsa da olur, olmasa da gibi algılıyor.
Geçmişi hatırlamak ders çıkarıp Aynı hataları yapmamak için, geleceği düşünmek yaratıcılığımızı kullanıp hayallerimizi gerçekleştirmek için, şimdi ise varolmanın hafifliğini deneyimlemek için gerekli.dozajinda yaşadığında hayatta denge sağlanıyor.