Orhan Kemal bilindiği gibi Cumhuriyet dönemi klasikleşmiş yazarımızdandır. Her fırsatta severek okurum. Bu eserini de çok beğendim. Romanın sorunsalı köylülük sorunu, çarpık sanayileşme ve bununla bağlantılı feodal davranışlar. Günümüzde tarımın hatta sanayinin yerini hizmet sektörü aldığı için o tür sorunların yerini başkaları aldı. Romanı bu açıdan okumak tarihsel bir gerçeğimize eğilmek olabiliyor. Bu nedenle bu yazımda, romanın günümüzde de çok değerli olmasını sağlayan başka bir özelliğine değinmek istiyorum: çok gerçekçi, öylesine ki müthiş bir şekilde empatiyle okunuyor. Sanki romandaki kötüler (taşeron, ırgatbaşı, çay ocağı işleticisi, müteahhit vb) de iyiler (genel olarak ustalar, üç ana kahraman, ikili hareket eden Kürt ırgatlar vb) de gerçek hayatta varmış yaşıyorlarmış gibi yansıtılmış. Bence Gorki gibi bizim gerçekçi ama halkçı gerçekçi Orhan Kemal'imizin de ön önemli özelliği gerçekçilik ve empati yaratma üstünlükleri. Romanın üslubu diyaloglara dayalı, bu okunmayı akışkan hale getiriyor ve yerel ağızların kullanılması romanın gerçekliğine yeni ve güçlü bir boyut katıyor.