Aslında fantastik roman olduğunu bilerek de almadım üstünde yazan renkler ve kitabın farklı renk serileriyle devam etmesi ilgimi çekti bir hışımla okumaya başladım roman kahramanı bir günümüzde geziyor bir fantastik bir dünyada ama geçişler o kadar saçma yerlerde oluyor ki ulan acaba bu başka kitap mı diye kapağına bakma gereği duyuyorum , neyse ki bir şekilde kitabı bitirdim ama serisi vardı lan hadi diğer seriyi de arayım belki orda kitap açılır dedim ne göreyim bu çile devam ediyor 3. Kitaba kadar sabrettim artık yeter diyip yeşili almadım yarım bıraktığım ilk seriydi ve ilginç bir kakafoni oldu benim için .
Bir gün yeniden görmek ister miydiniz
Mihriban'ı diye sormuşlar
Abdurrahman karakoç'a
"Görmek istemem demiş
Değişmiştir şimdi ben onun
Nazarında değiştim o benim
Nazarımda değişti öyle kalsın
İnsanların gönülde kalması
Gözden kalmasımdan
İyidir demiş
Serinin sondan bir önceki kitabında aşk ve fedakarlık öne çıkanlar arasında.
Aslına bakacak olursanız ortalara doğru karşılaştığınız detayları sorgulamaya başlıyorsunuz… gerekli mi? / değil mi?
Bu, bir kurgu için iyi bir şey değil. Diğerlerine nazaran akıcılığı sorgulatır. Fakat her ciltte olduğu gibi burada da sonlara doğru vites yükseliyor ki artık beklenen haline dönüşen bir şey oldu bu.
Bir İngiliz atasözü “sonu iyi biten her şey iyidir.” der. Şerh düşmeden ve fazla mızmızlanmadan katılacağım.
Serinin son kitabına kadar genel değerlendirme değil sadece o cilt ile ilgili hislerimi paylaştım. Şimdi son kitap olan Yeşil ile -bittiğinde- asıl incelemeyi paylaşacağım.
Mevcutta kesinlikle ortalamanın üstünde keyifli gidiyor. Hatta haksızlık yapmayalım; çok iyiye çok yakın. -Nedense kararsızım- ama acayip bir şey okudum seviyesinde de değil. Amma da uzattım.