Yazarın okuduğum dördüncü kitabı. Anlatımına, olay örgüsüne, tarihi bilgisine ve olayları birbirine bağlayış tarzına güvendiğim ve keyifle okuduğum sayılı yazarlardan biridir. Okuduğum diğer kitaplarını çok sevmeme rağmen bu kitabındaki olay örgüsü ve olayların birbiriyle bağlantısı inanılmaz keyifli, merak uyandırıcı, yer yer şaşırtıcı ve kızdırıcıydı. Şuana kadar okuyupta etkisinden kurtulamadığım kitaplar arasında yerini aldı bile :)
Kitabın konusu 1200 ve 2009 yılları arasında geçiyor. Yüzyıllardır korunan Ibn Arabi'nin el yazmaları, bir anda ortadan kaybolan profesör Whitfeld ve uşak Hoare, Cizvit Papazları, Whitfeld ailesinin sırrının peşinde olan Perinde ad cadaver üyeleri, Eastgate evi, tılsımlı ikiz gömlekler, anahtarların sırrı ve daha bir çok gizem...
Annesinin tüm ısrar ve ikazlarına rağmen Jacob Whitfeld yüzyıllardır korunan Whitfeld ailesinin sırrına Bay Hoare'nin üç ciltlik el yazmalarını okuyarak, Bay Hoarenin ve babası Tacettin'in yardımıyla ulaşıyor. Tılsımlı ikiz gömleklerin sırrı ise böylece açığa çıkarılmış oluyor. (Claire ve Albert karakterlerini sinirlerime hakim olamayarak okuduğum doğrudur ) Kitapta bunların yanı sıra Ibn Arabi ve Nostradamus gibi bir çok bilim adamına,bilim ve din tartışmalarınada değinilmiş. Kitabın en şaşırdığım yeri ise Rupert Hoare'nin tapınak şövalyesi olmasıydı.
Kitabın tanıtım bülteninde "bu soluk kesici serüveni okuduktan sonra 'doğu' ve 'batı' sizin için eskisinden farklı anlamlar ifade edecek" yazıyordu, şimdi "kafam batı, yüreğim doğu."