Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Ailede Fırsat Eğitimi

Bilinçli Aile Olmak

Nevzat Tarhan

Bilinçli Aile Olmak Gönderileri

Bilinçli Aile Olmak kitaplarını, Bilinçli Aile Olmak sözleri ve alıntılarını, Bilinçli Aile Olmak yazarlarını, Bilinçli Aile Olmak yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Sokrates'in üç filtresi vardır. Biri Sokrates'e gelir, "Size bir şey sormak isterim" der. Sokrates şöyle der adama: "Dur, şu üç süzgece bakalım. Söyleyeceklerin bu süzgeçlere uygun ise anlatırsın. Birincisi, anlatacağın şey doğru mudur? İkincisi, anlatacağın şey iyi bir şey midir? Üçüncüsü, anlatacağın şey faydalı bir şey midir? Dikkat et, birinci süzgeçten geçen ikinci süzgece takılabilir; birinci ve ikinci süzgeçten geçse de üçüncü süzgece takılabilir. Bir şey anlatmak istiyorsan üç süzgeçten de geçe-bilmesine dikkat et."
İlişkide, evliliklerde iletişim kurmayan, daha çok duygusal olarak tepki veren insanlar hep savunmada olurlar. Bir tehlike durumunda yaşıyormuş gibi, her zaman incinebilirler gibi savunmaya geçerler. Bu sebeple yapılması gereken, bu insanlara tehlikede olmadıklarını hissettirmektir. Kendilerinin onandığı, kabullenildikleri hissini onlara vermek... Çünkü bu insanlar daha fazla onanmak isterler. Bunu görmediklerinde öfkelenir, öfke halinde savunmaya geçer, bu sayede güvende olduklarını hissederler. Dolayısıyla onların güvenini kazanmaya çalışmak lazımdır. Sevildiklerini, saygıya değer olduklarını göstermek...
Reklam
Yıllarca evli insanlar birbirleriyle konuşmakta güçlük çeker, duygularını ifade edemezler. Böyle oldukları için de kızgınlık üzerinden kendilerini ifade ederler. Hayır, sevmiyor değiller; eşine, çocuklarına karşı sevgi de duyuyorlar. Ancak buna rağmen konuşmayı beceremez, dil üzerinden kendini anlatmaz;hep kızgın, hep sinirli olurlar.
Öfke
Öfke, insan psikolojisinin menfi tarafında duran dört at-lidan biridir. Felaket getiren atlılardan... Dört atlı; kin, öfke, kıskançlık, düşmanlık... Beyin, bu menfi duygulardan her birinin ortaya çıkışında özel kimyasal bir karışım üretir. İnsan öfkelendiğinde kana bu kimyasal karışır. Bu durumlarda omuz, boyun, bel ve sırt kasları gerilir; damar direnci artıp tansiyon yükselir. Bütün enerji depoları harekete geçer; kolesterol, yağ asidi, şeker artar.
Erkek, çocuğun doğumu için lazım bir şeydir ama çocuğun yetiştirilmesi konusunda varlığı o kadar da etkin değildir. Hem çocuğun doğumunda hem de yetişmesinde anne çok daha belirleyicidir. Çocuğun ihtiyaçları konusunda yetersiz annelerin çocukları sıkıntılı olur. Bir şekilde annesiz kalmış, babalarına kalan çocukların durumu da böyledir. Bir babaya kalmış çocuklar tehlikeye açık demektir. Evet, çocuk için lazım olan çok şey anne isimli kapıdan içeri girer. Mesela annelik hormonu vardır ama babalik hormonu yoktur. Daha önce de bahsettiğimiz gibi maymunlar üzerinde yapılan bir deneyde oksitosin hormonu verilmiş erkek maymunların çocuklarını koruma davranışı geliştirdiği tespit edilmiş.
Erkeğin duygusal farkındalık konusunda eksik olması onun avcı karakteriyle ilgilidir. Avcı yani savunma ve saldırma içinde var olan... Askere benzer avcı. Erkeğin böyle olması bir anlamda iyidir. Çünkü bir aile reisi olarak bu hali, ailesini savunmaya yarar. Genetik olarak öyle kodlanmış. Cesareti ve agresifliği buradan beslenir. Kadınlar ise avcı değil, anaçtırlar. Kadın annedir, duygusal direnci az olan çocuğun bir anneye ihtiyacı vardır. Duygusal ihtiyaçları fazla olan çocuk için anne bir sığınak, bir cevaptır.
Reklam
Hep denir ya, erkek duygu insanı değildir; hesap adamıdır o. Daha çok akla/hesaba yakın olan erkek, duygunun içinde var olan kadınla evlenir. Akıl ve duygunun karşılaşmasıdır evlilik. Kadın erkeğin mağdur ettiği bir şey olur çünkü erkek duygunun içinde var olan kadınlık hallerini okuyamaz. Okuya-maz, yanlış anlar, doğal olarak kabullenilmeyen tavırlara girer.
Ne istediğini bilmeyen eşlerin varlığıyla karşı karşıyayız. Sadece memnun değiller; şikâyet konusu yaptığı eş başka türlü olsa mutlu olur mu, o da belli değil. Adı konulmayan bir mutsuzluk durumu söz konusu... Bu sebeple kişiler ne istediklerini bilmek durumundadırlar. Kiminle, nerede evli olduğunu unutmadan... Eşin durumu, toplumun yapısı göz ardı edilmeden... Mesele yine kişinin kendisini ve ilişkili ol-duğu insanı tanımaya geliyor.
Evliliklerde taraflar ne istediklerini, ihtiyaç ve beklentilerinin ne olduğunu tespit etmeliler. İstek, ihtiyaç ve beklentilerin ne derece kabul edilebilir oldukları hususu önemlidir. İnsan her şeyi ister tabii ki ama sonuçta hayat her türlü isteğe imkân vermez. Evliyseniz, ekonomik durumunuz belliyse, sınır ve kuralları olan bir toplumda yaşıyorsanız, bu sınır içinde yaşa-mak durumundasınız.
İnsanın istediğini yaptığı yerde düzen olmaz. Birinin hürriyeti diğerinin haklarının başladığı yerde biter.
Reklam
Fiziksel entropi gibi psikolojik entropi de vardır. Sıcak su bırakıldığı yerde soğumaya başlar, yanan mum sönmeye yüz tutar. Bunun gibi, insan da iyi olmadığında kötü olmaya başlar; kendisinde iyi olan hükmünü sürmezse kötülüğün esaretine girer. Bu durum, insanın sürekli uyanık kalmasını gerektirir; her daim mücadele içinde olmasını...
İnsandaki iyi ve kötünün varlığı meselesinde şu husus unutulmamalı; kötülüğün varlığı bizatihi var değildir, insan kendindeki iyiye çalışmadığı, onu gürleştirmediği için kötülük görünür hale gelir. Mesela gece aslında yoktur, güneş olma-dığından gece olur.
Evlenenler evliliklerinde yeni bir şeye başladıklarını bil-melidir. Eski hayatlarını, alışkanlıklarını devam ettiremezler. Kendilerini yeni duruma göre yeniden kurmalıdırlar. Kız veya erkek, evlilikte kendi şartlarını dayatırsa bencilce davranmış olur. Ne erkek ne de kadın kendini dayatamaz; eşinden büs-bütün kendinden vazgeçmesini bekleyemez
Hayır, hiçbir evlilik güllük gülistanlık değildir. Keşke öyle olsaydı ama böyle değil! Bu eşyanın tabiatına aykırıdır. Kim ki kusurlardan uzak bir evlilik düşünüyor; hayal kuruyor, ger-çeklerden kopuk yaşıyor demektir. İdealist olmak güzeldir ama gerçekçi olmak daha iyidir. Mesele şudur: İki farklı insan, iki farklı hikâye evlilik başlığı altında bir araya geliyor. İki insan bir araya geliyor ama bu ikilinin hayatlarında olan aktörler de buna katılıyor. Kızın ve erkeğin anne ve babaları, ikisinin yakınları, kültürleri evliliklerinin içine sızıyor. İki kişinin yalnız başına kaldıkları bir şey değildir evlilik, çok şeyin dâhil olduğu bir buluşmadır. Hem erkek hem kız yeni bir baba ve anne edinmiş olur. Önceki hayatlarında öğrendiklerine ve yaşadıklarına pek uymayan yeni bir durumla karşı karşıyadırlar.
737 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.