Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Bir Arzuyu Beslemek

Mahir Öztaş

Bir Arzuyu Beslemek Gönderileri

Bir Arzuyu Beslemek kitaplarını, Bir Arzuyu Beslemek sözleri ve alıntılarını, Bir Arzuyu Beslemek yazarlarını, Bir Arzuyu Beslemek yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
283 syf.
7/10 puan verdi
Okudukça açılan, sanat, aşk, arayışlar, sorgulamalarla dolu şiirsel anlatımlı bence akıcı bir romanla geldim. Şiirsel anlatım olması tesadüf değil tabi ki, yazar edebi hayatına şiirle başlamış çünkü, okurken hissettiriyor kendini... Romanı bitirdikten sonra üzerine romanla ilgili inceleme yazısı ya da yorum var mı diye baktım fakat çok gariptir ki hiçbir şey bulamadım. Aslında kıyıda köşede kalmasına üzülsem de keşfedemeyip okuyamayanlara kızamıyorum; zira bende kitap okuma zevkine güvendiğim birinin tavsiyesiyle haberdar oldum yazardan. New York şehrinde başlayıp, San Francisco'da devam eden hikayede baş  karakter, yakın arkadaşı Burcu'nun sekiz yıl önceki ölümünün hatırlar ve  bir sorgulama içine girer. Bir süre onun zihnindeki anılarla boğuluşunu, hatırlayışını okuruz. İşte bu noktada baş karakterin çağrışımlarla zihninden geçenler katmanlaşarak bizim için bir olay örgüsü oluşturmaya başlıyor. Burcu'nun hayatına dahil olmuş diğer kişilerin hakkındaki bilgileri de baş karakterin zihninden geçenler sayesinde öğreniyoruz. Kısaca akıcı, fakat hiç paragraf olmaması ve zihin dökümü şeklinde aktarılması sebebiyle meşakkat isteyen bir okuma oldu benim için. Birden fazla mekanda geçtiği ve içinde bulunduğu toplum hakkında kendi görüşlerine yer verdiği için yazarın anlatımını sevdim. Maalesef yazarın kitaplarının baskısı bulunmuyor, diğer kitaplarını da okumak isterdim. Yazarın kendisi, kendisini okuma arzumu besledi çünkü...
Bir Arzuyu Beslemek
Bir Arzuyu BeslemekMahir Öztaş · Yapı Kredi Yayınları · 20025 okunma
Çevremi bir süre izlediğimde, bütün bu toplumsal görüntülerin altında sırıtan, bencillik, kıskançlık ve doymazlığın izlerini sezdim, doğrusu bu durum beni oldukça kaygılandırdı.
Sayfa 227 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Çocukluğum çok sıkıntılı geçti, demişti bir keresinde, aslında hep böyle derdi Bora, sonra gençliğim de sıkıntılı geçti demişti, nedense hep yakınır ve böyle derdi, bütün bir öğrencilik dönemim sıkıntılar içinde geçti, sıkıntılarımı umursamayan bir babam vardı, sürekli benim sıkıntılarımı hiç umursamayan bir çevrem oldu, demişti...
Sayfa 219 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Geleneksel olarak daha bir kavgacı, yenilikleri oldukça açık, adalet duygusuyla daha erken tanışmış ama insanların gözünü açacak kadar da acıma duygusundan yoksun olan bir toplumda, bizimki gibi geçmişinde miskin, uzlaşmacı ve boyun eğmiş olmayan bir başka toplumda, daha doğrusu değişik bir kültürde, bütün bu sözünü ettiğimiz kişiliklerin, o garip ve anlaşılmaz yazgıları, kim bilir, belki hiç kimsenin ilgisini çekmeyecek kadar değersiz bulunabilirdi
Sayfa 154 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
İnsanın kuşku uyandırmayacağı tek kılık değiştirme girişimi yine kendisi olmasıdır, dedi.
Sayfa 118 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Çoğu kez, kuram düzleminde çevremizdeki insanları anladığımızı, ya da onlarla ilgili yazarken anladığımızı sandığımızı, oysa iş uygulamaya gelince, yani onları dinlememiz gerektiğinde, bir sorunlarını anlatmak istediklerinde, insanlara asla katlanamadığımızı, onları dinlemesini bile beceremediğimizi düşündüm, üstelik çevremizdeki insanlarla çoğu kez oldukça gönülsüz, sanki bir zorunlulukmuş gibi birlikte olduğumuzu ve onlara hemen her zaman kendi görüşlerimizi dayattığımızı.
Sayfa 52 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Şimdi düşünüyorum da, nasıl öfkeli, kendinden geçerek tartışırdı Bora, sanat söz konusu oldugunda. Başkalarına acıdığımızı sanıyoruz, oysa acınması gerekenler bizleriz, derdi, hepimiz aşağılık insanlarız. Resim yetenegi diye bir şey yok, bu yalnızca bir safsata, diye haykırırdı, karar verme, kendi yaşamımızı yönlendirme yeteneğimiz bile yok, yaşamasını bile beceremiyoruz. Kısacası bizler sıradan bencillerden, kendini beğenen onursuz alçaklardan başka bir şey değiliz...
Sayfa 39 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Hepimizin aynı yanılgıya düştüğünü, oysa hiç durmadan var olmanın nedenini öğrenmeye çalışmaktan vazgeçmemiz gerektiğini düşündüm, sevginin ya da aşkın nedenini öğrenmeye çalışmamamız gerektiğini, uğraşıp didinmenin gereksiz olduğunu, yalnızca aşk olmamız ya da sevmemiz gerektiğini, bunun dışında düşünceyi kendi akışına bırakmamızın yeterli olduğunu, başkaca da hiçbir şey yapmamız gerekmediğini, her şeyin işte bu kadar yalın ve tüm yapmamız gerekenin de düşünceyi kendi başına özgür bırakmak olduğunu. Oysa bizim bunun tam tersini yaptığımızı, hiç durmadan yeni nedenler aradığımızı ve bu arada ayrımına varmadan elimizde olan her şeyi yitirdiğimizi, bir neden bulalım diye uğraşırken her şeyin yitip gittiğini düşündüm, oysa çoğu şeyin hiçbir geçerli nedeni yoktu, ayrılışların, cinayetlerin, birisini sevmenin bile hiçbir nedeni yoktu...
Sayfa 36 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Kendimle ilgili, ne söyleyebilirim ki, çünkü başkalarını eleştirmek kolay, ama doğrusu benim, her türlü arzunun peşinden koşacak olanağım hep oldu, bu konuda yakınmamı gerektirecek bir şey gerçekten de yok, ama doğrusu çok yazık, neredeyse bilinçli olarak bütün bu olanakları kullanmadım, aslına bakılırsa kullanmak da istemedim, gözümün nünde yitip gitmelerine göz yumdum, ama hep o lanet olası bıkkınlık ve sıkıntı yüzünden, şimdi yeniden düşünüyorum da, isteksizlik ve umursamazlık beni mahvetti.
Sayfa 14 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Doğrusunu söylemek gerekirse yazgıya hiçbir zaman gerçekten inanmadım. Geçmiş söz konusu olduğunda yalnızca yaşadıklarıma, yaşım ilerledikçe de yalnızca yaşadığım ana inandığımı, daha da iyisi doğrudan onu yaşadığımı söyleyebilirim.
Sayfa 9 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Reklam
düşlerimin bitmesinden, sonuna gelmekten korkuyordum.
yaşarken değerini anlayamasak da çoğu şey yalnızca bir kez yaşanıyormuş.
...ama onunla paylaşmaya uğraştığım ve kimi zamanlar da başardığımı sandığım adı konmamış o şeyin, bir tükeniş, bir hiçlik olduğu ne kadar da belliydi.
" Oysa kin bizi bir kez ele geçirdiğinde, karşımızdakine benzediğimizin farkına bile varmayacağımızı, rakibimizden değişik olmaya duyduğumuz hiçbir arzunun bizi bundan, yani iğrendiğimizin çekim gücünden kurtaramayacağını düşündüm."
Sayfa 120Kitabı okudu
" Her sabah uyandığımda o gün yapacaklarımı yeni baştan düşünüyorum, ama içimi yaşama sevinciyle dolduracak tek bir şey bile gelmiyor aklıma, "
24 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.