Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Bir Dağdan Bir Dağa

Nihad Sâmi Banarlı

Bir Dağdan Bir Dağa Gönderileri

Bir Dağdan Bir Dağa kitaplarını, Bir Dağdan Bir Dağa sözleri ve alıntılarını, Bir Dağdan Bir Dağa yazarlarını, Bir Dağdan Bir Dağa yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
İnsanlık, neden bu hâle düştü? Kim, hangi ateşten yaratılmış şeytan ruhlu çağ, ince bir çiçek gibi topraktan yaratılmış insanı bugünkü kaba ve katı kabuğuna hapsetti? Onu kim böyle kütük hâline koydu? Hangi devin icâdettiği bir buzdolabı azmanı, insan gönüllerini böylesine dondurdu? Ve bundan ne kazandı? Bilemiyorum. Fakat duyuyorum ki gönül, hâlâ bu eski insanlığı arıyor. Kadın, erkek, anne, evlât, dost ve arkadaş olarak; millet ve insanlık olarak, bütün duygulu ve vefâlı gönüllerde, yukarıya yazdığım ve yazamadığım satırlarda ifsdesini bulan hakiki ve büyük insanlığı arıyor; gerçekten seven ve sevilen o vefalı insanlığı... s.71-72
Kubbealtı Yayınları
Ama yeryüzünde Mehmedcik ve Ayşecik kadar Türk olan hiçbir şey yoktur. Esasen Muhammed’i Mehmed ve Mehmedcik yapabilmek milliyettir. İstanbul’u veya Ankara’yı Amerika’ya benzetmek değil de, Bizans’ı İstanbul yapabilmek milliyet olduğu gibi.
Reklam
Karşı dağlarda tutuşmuş gibi gül bahçeleri, Koyu bir kırmızılık gökten ayırmakta yeri. Gökte top sesleri var, belli, derinden derine; Belki yüzlerce şehir sesleniyor birbirine. Çok yakından mı bu sesler, çok uzaklardan mı? Üsküdar\'dan mı? Hisar\'dan mı? Kavaklar\'dan mı? Bursa\'dan, Konya\'dan, İzmir\'den, uzaktan uzağa, Çarpıyor birbiri ardınca o dağdan bu dağa; Şimdi her merhaleden, taa Bâyezîd\'den, Van\'dan, Aynı top sesleri birbir geliyor her yandan. Ne kadar duygulu, engin ve mübârek bu seher! Kadın erkek ve çocuk, gönlü dolanlar, yer yer, Dinliyor hepsi büyük hâtırâlar rüzgârını, Çaldıran topları ardınca Mohaç toplarını.
Milletinize veya insanlığa yapılacak büyük vazifeleriniz varsa, Allah size bu vazifeleri yapacak zamanı bahşedecektir.
Gece yarısı, Yeniçeriler, sokakta adam soyuyorlarmış. Adam: "Can kurtaran yok mu!?" diye bağırmışsa da ses veren olmamış. Bu sefer: "Bir Müslüman yok mu?" diye bağırmaya başlamış. Sokak üzerindeki evlerden birinde oturan Bektaşi, pencere kafesinin arkasından şu cevabı vermiş: -Vardır, vardır amma çıkamaz!..
Sayfa 381Kitabı okudu
İsmet Paşa devrinde memleket benim şiir söylediğim kadar olsun iyi idare edilseydi, Türkiye cennet olurdu. Yahya Kemal
Sayfa 379Kitabı okudu
Reklam
Ölenler öldü, kalanlarla muztarip kaldık. Vatanda hor görülen bir cemaatiz artık. Ölenler en sonu kurtuldular bu dağdağadan Ve göz kapaklarının arkasında eski vatan Bizim diyar olarak kaldı ta kıyamete dek. Kalanlar, ortada, genç, ihtiyar, kadın, erkek, Harab olup yaşıyor tali'in azabıyle, Vatanda düşmanı seyretmek ıztırabiyle... Yahya Kemal
Sayfa 338Kitabı okudu
Eğil dağlar eğil, üstünden aşam Yeni talim çıkmış, varam, alışam, (Gazi Edhem Paşanın ordusundaki bir askerin sözleri)
Sayfa 337Kitabı okudu
Hayyam imiş hakikati az çok fısıldayan Yahya Kemal
Sayfa 301Kitabı okudu
Klasik şark edebiyatının vasıflarından biri de büyük manzumeler halinde söylenecek bir şiiri, çok kere, bir beyitte hatta bir mısrada söylemenin sırlarına ermektir. Böyle bir anlayışla söylenen şiir çeşitlerinden biri de rubaidir. Rubai, daha çok, bir tefekkür şiiridir. Büyük bir tefekkürün konusunu, böyle bir tefekkür heyecanını, 4 mısralık küçük bir söz kalıbı içinde ustalıkla terennüm edebilmek de rubaide muvaffak olmaktır. Rubainin Farsça adı teranedir. Nihad Sami Banarlı
Sayfa 300Kitabı okudu
Reklam
Anlaşılmıştı ki hürriyet, elde edilmesi kadar yaşatılması da müşkil bir saadettir. Hürriyet, onu aldıktan sonra ancak onu yaşatabilecek olgunlukta münevverleri olan milletlerde hür yaşar. Hele bir vatandaki hürriyetten, bizde defalarca görüldüğü gibi, o vatana ve o millete kasdı olanlar da faydalanmaya kalkarlarsa, o zaman, yurda hürriyet vermek için canlarını tehlikeye atmışların bile verdikleri hürriyete bir gem vurmaları gerekir. Nihad Sami Banarlı
Sayfa 278Kitabı okudu
Çınla, ey coşkun deniz! Kayalıklarda çınla! Sar bütün kumsalları o dolaşık saçınla!.. O dolaşık saçınla sar bütün kumsalları!.. Batır yelkenlileri, parçala hep salları!.. Sizi haşmetler süzen kayaları kırınız!.. Dalgalar, ruhumdaki seslerle haykırınız!.. Ali Mümtaz Arolat
Sayfa 261Kitabı okudu
Şevkanı dinledim, ezeli muztarip deniz! Duydum ki ruhumuzla bu gurbette sendeniz. Yahya Kemal
Sayfa 260Kitabı okudu
52 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.