Bir Dokun Bin Dinle
Aziz NesinEn Beğenilen Bir Dokun Bin Dinle Gönderileri
En Beğenilen Bir Dokun Bin Dinle kitaplarını, en beğenilen Bir Dokun Bin Dinle sözleri ve alıntılarını, en beğenilen Bir Dokun Bin Dinle yazarlarını, en beğenilen Bir Dokun Bin Dinle yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.MAYIS 2020 _ "Kripto"
1) 
Homeros, İlyada / 
Alessandro Baricco (italya)
2) 
7 Korku / 
Selvedin Avdiç (Bosna Hersek )
3) 
Kurşun Ata Ata Biter / 
Tarık Dursun K. (Türk edebiyatı )
4) 
Kutsal Sığınak / 
William Faulkner (amerika)
5) 
Hiroşima'nın Tohumları / 
Edita Morris (ısveç asıllı amerika)
6) 
Hacizli Toprak / 
Cengiz Tuncer ( Türk edebiyatı )
7) 
Küçük Kadınlar / 
Louisa May Alcott (Amerika)
8) 
Rahip Mure'nin Günahı / 
Emile Zola (Fransa)
9) 
Parma Manastırı / 
Stendhal (fransa )
10) 
Bir Dokun Bin Dinle # 
Aziz Nesin _ Anı / Söyleşi
11) 
Çuvala Doldurulmuş Kediler / Aziz Nesin _ yazılar / derleme
12) 
Buyruk Beloyannis'in Öyküsü / 
Dido Sotiriyu (yunanistan)
13) 
Albayın Aşkı / 
Konstantin Simonov (Rus)
14) 
Fırın İşçileri - Çorbacı / 
Maksim Gorki (Rus )
15) 
Akbaba / 
Franz Kafka (Çek)"Babil kitaplığı"
16) 
Ahlak Mektupları / 
Seneca (M.Ö 04_ M.S 65 Roma)
17) 
Anayurdun Dumanı / Konstantin Simonov (Rus)
18) 
Odessa / 
Frederick Forsyth (ingiliz)
19) 
Pöllenberg Mirası / 
Evelyn Anthony (ingiliz)
20) 
Tutsaklar / 
Deniel Costelle ( fransa)
21) 
Gestapo / 
Jacques Delarue (fransa)
22) 
Tarihi Değiştiren Kadınlar / 
Ali Çimen
23) 
Erkek Doğrama Cemiyeti Manifestosu / 
Valerie Solanas (amerigan)
24) 
Dünya Hakimleri - Yahudi / 
Louis Marschalko (Macar )
Biz okuyamayan insanların haklarını alarak okuduk. Okumuş olan herkes topluma borçludur aslında.
Sayfa 189 - Adam Yayınları
+ Benim çocukluğumda Aziz Nesin vardı. Yazardı. Espriliydi. Şimdi biraz katı. Ve sanki felsefeciliğe doğru gidiyor.
- Oraya ben gitmiyorum. Türkiye götürüyor. Eylem adamlığı... Artık yaşam eyleme zorluyor bizleri.
Sene 1993
Bir sürü üniversite açıyorlar ve daha da açacaklar. Adı üniversite; ilkokul öğretmenliği yapamayacak adamlar profesör seviyesinde.
Ama, tekrar ediyorum geçmişe dönüp bir baksak, yalnızca Yahudileri değil, bütün azınlıkları aşağılamışız. Doğamızda şovenizm var... Yoo hayır, doğa demek doğru değil, geleneğimizde var. Egemen halk olunca bizde şovenizm baş gösteriyor. Biz ve bizim gibi toplumlarda.
“1933 yılında soyadı kanunu çıktı, her vatandaş kendine bir soyadı alacaktı. Dünyanın en cimrileri “Eli açık”, dünyanın en korkakları “Yürekli”, dünyanın en tembelleri “Çalışkan” gibi soyadları aldılar. Her türlü yağmada hep sona kaldığım için, güzel soyadı yağmasında da sona kaldım. Bana, böbürleneceğim soyadı kalmadığından, kendime “Nesin” soyadını aldım. Herkes “Nesin?” diye çağırdıkça, ne olduğumu düşünüp kendime geleyim istedim.”
Evet ,dünyada en önemli iki şey : Aşk ve ölüm
Sayfa 113Kitabı okudu
İnsan tembelliğe yatkındır. Çalışmak anormal bir olaydır ve çalışmak bireysel değil, toplumsal bir olaydır. Eğer biz dünyada toplumsal yaratık olmasaydık, belki de en tembel yaratık olacaktık.
+ Bugünlerde yeni bir erkek türü çıktı. "Kadına muhtaç olmayan erkek" her işini kendi yapıyor, ütü, çamaşır, temizlik, yemek gibi. Bakıyorum, siz de onlardan birisiniz.
- Kadına muhtaç olmamak mümkün değil. Çünkü doğuramıyoruz, filan. Yani kadına her zaman muhtaç demektir erkek. Yalnız yemek pişirmek, çamaşır yıkamak değil ki, kadının varlığının nedeni. Kadının desteği, kadının ilgisi, kadının yumuşaklığı... Hatta kadın olmasa bile böyle bir kadın umudu bile gereksinimdir bence; kadından vazgeçilemez. Tıpkı kadınların da erkekten vazgeçemediği gibi. Kadın erkek ayrımı bir cins ayrımıdır; ne kadın tek başına insandır, ne de erkek tek başına insandır, bu bütünleştiği zaman ancak insan olur.
Sayfa 130