Bir Kadının Yaşamından 24 Saat - Bir Yüreğin Ölümü

Stefan Zweig

Bir Kadının Yaşamından 24 Saat - Bir Yüreğin Ölümü Gönderileri

Bir Kadının Yaşamından 24 Saat - Bir Yüreğin Ölümü kitaplarını, Bir Kadının Yaşamından 24 Saat - Bir Yüreğin Ölümü sözleri ve alıntılarını, Bir Kadının Yaşamından 24 Saat - Bir Yüreğin Ölümü yazarlarını, Bir Kadının Yaşamından 24 Saat - Bir Yüreğin Ölümü yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Artık acımıyordu. Fakat içinde bir şeyler yanıyordu, yavaş yavaş çürüyordu, bir şeyler ölmeye başlamıştı. Yaşadığı her şey, sevdiği her şey bu ağır ağır tükenen alevde sönüp gidiyordu, umursamazlığın gevşek çamurunda ezilip kömürleşmeden önce, kapkara oluncaya kadar için için yanacaktı. Bir şeyler oluyordu, bir şeyleri belli belirsiz hissediyordu, orada öylece uzanırken ve heyecanla yaşamını düşünürken bir şeyler oluyordu. Bir şeyler sona ermişti. Neydi o? Kendini dinledi, içini dinledi. Böylece yavaş yavaş yüreği ölmeye başladı.
İçimi neyin oyduğunu, deştiğini biliyorum, ölüm bu, bundan sonra yaşayacağım birkaç yıl yaşamak olmayacak artık, sadece ölmek, sadece ölmek... Fakat ben ne zaman, ne zaman yaşadım ki?. Kendim için, kendim için ne zaman yaşadım ki?
Reklam
İnsan burada mutlu olabilir. Bir defasında ben de mutlu olmak, tasasız insanların dünyasının ne kadar güzel olabileceğini duyumsamak istedim... Yalnızca biraz rahat nefes alayım istedim... Fakat rahmetli babam hep derdi: 'Bizim için rahatlık, keyif yoktur, bizler sırtımızdaki yükü mezara kadar taşırız."
Bir yüreğin adamakıllı sarsılabilmesi için her zaman ille de kaderin güçlü bir tokadı ya da her şeyi sert bir şekilde söküp atan bir güç gerekmez; hatta gelişigüzel nedenle yıkımı yaratmak, kaderin ele avuca sığmaz heykeltıraş isteğini tahrik eder. Biz insanoğlu, kendi anlaşılmaz dilimizde bu ilk hafif dokunuşlara bahane deriz ve onun o küçücük cüssesiyle çoğu zaman muazzam etkili gücüne şaşar kalırız; fakat bir hastalık nasıl sinsice ortaya çıkarsa, bir insanın kaderi de ancak her şey gözle görülür hale geldiğinde ve olaylar başladığında kendini belli eder. Kader, yüreğe dıştan dokunmadan çok önce beyinde ve kanda içten içe ilerler her zaman. Kişinin kendini tanımaya başlaması aslında kendini savunmaya başlamasıdır ve bu, çoğu zaman beyhude bir savunmadır.
Zaten yaşlanmak da geçmişten artık korkmamak demektir.
Can yayınlarıKitabı okudu
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.