"Çocukluğumda matematiğe karşı özel bir tutkum olduğunu hatırlamıyorum; matematik mesleği hakkında da pek yüce şeyler düşünmezdim. Matematiği sınavlar ve burslarla ilgili bir şey olarak algılardım. Öteki çocukları yenmek istiyordum; matematik de bunu gerçekleştirmemin en kısa yolu gibi görünüyordu."
Einstein, manevi olgunluğuna ulaşmadan önce, dış dünya ile ilgili konularda güçlü egosunu alt etmek zorunda kalmıştı. Hardy'nin ise yeterince güvencede olmayan bir egoyu güçlendirmesi gerekiyordu. Bu durum onu daha sonraki yıllarda, moral konumunu ortaya koyması gerektiği bazı zamanlar, kendisini zorla kabul ettirmek zorunda bıraktı. (Bu Einstein için hiç söz konusu olmamıştı.) Öte yandan yine aynı tavır ona, kendisi hakkında tam bir açıklılıkla konuşabilmesini sağlayan iç dünyasını tanıma ve o güzel içtenlik özelliklerini de kazandırdı. (Einstein bunu hiç yapmamıştı.)