Bir Namus Meselesi kitaplarını, Bir Namus Meselesi sözleri ve alıntılarını, Bir Namus Meselesi yazarlarını, Bir Namus Meselesi yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Okuduğum en tatlı kitaplardan. Okumadım, adeta gözlerimle tüm diyaloglara şahit oldum. Bu ne gerçekçi bir dil!
Özetle Kayseri’de başlayıp İstanbul’da son bulan bir intikam işlenmiş.
Kitabın giriş kısmında bulunan Nüket Eren ve Stefo Benlisoy yazıları, Mahmut Yesari ve ‘Karamanlı’lar ile ilgili çok güzel bilgiler veriyor. O yazılar olmasa muhtemelen yavan bir kitap olurmuş.
Hemen okuyup bitireceğiniz, yüzünüzde tatlı bir tebessüm , aklınızda ‘Karamanlı’ şivesini bırakacak bir kitap.
Herkese keyifli okumalar.
İlk olarak bölümler halinde Kelebek dergisinde yayınlanan roman , Kayserili iki Rum tüccarının hikâyesini aktarır. Dönemin köylü kurnazlığı, Ağapiyadi'nin malını Petraki'ye ucuza kaptırması üzerine Ağapiyadi'nin Petraki'den intikam alışıyla işlenir.
Ağapiyadi ve Petraki'nin aileleri düşmandır ve bu düşmanlığı kendileri de sürdürür.
İlk işçi romanımızın (Çulluk) yazarı olan Mahmut Yesari ,Bir Namus Meselesi romanında “intikam" duygusunu ele alır.Roman Kayseri'de başlar ve İstanbul'da son bulur. Roman, dönemin sosyal yapısına, toplumuna da ışık tutar.
Kayseri ağzı kullanılarak yazılmış olan roman, yazarın ilk romanıdır ve diyaloglar sık sık kullanılmıştır.
Yazarın çizmiş olduğu karikatürler romana eşlik eder ,üslûp ise gerçekçidir ve anlatım hiciv taşır.
Mahmut Yesari, Türk edebiyatında yeteri kadar ilgi görmemiş bir isim. Bende kendisiyle yeni tanıştım. Öncelikle kitabın boyutunun cep boy olduğunu hem boyutundan hem basımından ve içindeki
Mahmut Yesari'nin kendi çizimleriyle bir o kadar da şirin bir basım olduğunu söylemeliyim. Anlatılan hikaye ise Kayserili Rum kökenli bir esnafın başından geçen birtakım olayları anlatıyor. Hikayenin anlatım dili gerçekten çok eğlenceli Kayseri şivesini olduğu gibi yazıya dökünce gerçekten komik diyologlar ortaya çıkmış. (Ör: "Hey gidi gahpe felek. Virdin mi ne sola baharsın ne sağa. Virmedin mi adamı daldırırsın batağa")
Konusuna tekrar dönecek olursam Kayseri'de ticaret yapan ve klasik Kayserili olarak eli sıkı esnafımız Hacıoğlu Agapiyadi ile Karaeftimoğlu Petraki aileleri arasında ki miras kavgası en sonunda İstanbul da son buluyor. Roman zaten kısa fakat okuması gayet keyifli. Sonu ise şaşırtıcı bir şekilde son buluyor. Ağır kitaplar okurken araya sıkıştırılabilir. İyi okumalar.
İstanbul'a gideli bizim dayının işi gücü değel lisanı bile bozulmuş! Dünya âlemin bildiği "garı" ya "karı" diyor... Gırk yıllıh "basdırma"nın adı "pastırma" olmuş. Gözü batası yer, zararı yalnız adamın kesesine değel, öz ana diline bile dohunuyor.