Hikaye anlatıcısı, gerçeklere duyduğu tarif edilemez tutkunun yanı sıra, hikayesini aşırı stres ya da heyecan yaşamaksızın kurnazlıkla anlatabilmelidir. Yoksa bizler hikayeyi bir bütün halinde yutar ve parçaları birbirine karıştırırız. Anlatıcı durmamıza izin vermelidir, bize düşünecek ve şöyle bir kendimize bakacak zamanı tanımalıdır; ama aynı zamanda da ilerlememiz için bizi ikna edebilmelidir de.