Bir Tereddüdün Romanı kitaplarını, Bir Tereddüdün Romanı sözleri ve alıntılarını, Bir Tereddüdün Romanı yazarlarını, Bir Tereddüdün Romanı yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Eski Yunanistan'dan beri , hayatı kafamıza uydurmak sevdasından vazgeçmedik; felsefe tarihinin tezleri ve antitezleri arasındaki gülünç münakaşadan hiçbir hakikate vâsıl olmadığımızı gördüğümüz hâlde, hiçbir "Nedir?" ve "Niçin?" sualine cevap verememiş olduğumuz hâlde yeni sistemler kurmak ve bir sürü kalp fikirlerin peşine takılmaktan kendimizi alamıyoruz. Harpten sonra yıkılmaya başlayan şeylerden biri de nazariyelerin sonuna ilave edilen "izm" edatıdır. Ancak "izm"siz düşünebildiği gün insan zekâsının hürriyetinden ve genişliğinden bahsedilebilir. Kafamızın zinciri bu "izm"dir: Sistemcilik ve nazariyeciliktir.
Artık ne o, ne Muallâ Hanım.
Bu, nikbin devirlerin masalları gibi, kırk gün kırk gece süren düğünlerin sevinciyle bitmiyor. Biz onlardan çok uzağız. Onlar kadar sevmiyoruz, kendimizi vermiyoruz, şüphe ve tereddüt ediyoruz.
Hepimiz, güzelleşmek için yalan elbiseleri arıyoruz ve çıplak hakikati örtmeye, gizlemeye çalışıyoruz; hatta kefen bile çıplak cesedimizin çirkinliğini gizlemek için beyaz bir yalandır, değil mi?
Yaşamla yaşam arasında bocalayalan, buhranlar yaşayan ve nereye gideceğini bilmeyen insanların ruh hallerinin başarıyla tahlil edildiği psikolojik bir roman... Peyami Safa okurlarına tavsiye ederim.
- Belki; bence kitap demek bir defa okumak için yazılan şey değildir. Bazı tanıdıklarım haftada üç dört tane okuyorlar. Onlara hayret ediyorum. Kitap. Nasıl diyeyim... İçinde yaşadığımız ev gibi olmalı, vatan gibi olmalı, ona alışmalıyız, bağlanmalıyız, köşesini bucağını gayet iyi tanımalıyız, her noktasına hatıralarımız karışmalı. Değil mi? Bir musi-ki parçası gibi... Her vakit başka başka eserler okuyanlar, iki üç günde bir dostlarını, evlerini, vatanlarını değiştiren insanlara benzemezler mi? Belki bunun için her yerde pek çok kitap çıkıyor, fakat iyileri ne kadar az.
"Kitap.. Nasıl diyeyim.. İçinde yaşadığımız ev gibi olmalı, vatan gibi olmalı, ona alışmalıyız bağlanmalıyız, köşesini bucağını gayet iyi tanımalıyız, her noktasına hatıralarımız karışmalı. Değil mi?"
sen hayatında her şey yapmış bir kadınsın. fakat hiç birine alışmamışsın, hiçbirinde ihtisas kazanamamışsın : evlendin, fakat tam manasıyla zevce olamadın; sevdin fakat yekpare bir aşkın olmadı, birçok hadiseler en büyük ihtirasın billurunu kırdı; seyahat ettin fakat sende bir seyyah melekesi teşekkül etmedi; bir çok hafiflikler yaptın barlarda, balolarda, tiyatroların kulis aralarında yaşadın fakat bir kokot pişkinliği elde edemedin; tercümeler yaptın fakat bir satır yazı neşretmedin; çocuklara bayılıyorsun fakat ana olmadın; her emelin her gayenin büyüklüğünü ve güzelliğini anlıyorsun fakat hiç bir emelin ve gayen yok; bir çocuk saflığıyla en basit yalanlara inanabilirsin fakat hiç bir şeye iman etmiyorsun.