Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Boğaziçi'nde Kırk Yılım

Haluk Dursun

Boğaziçi'nde Kırk Yılım Gönderileri

Boğaziçi'nde Kırk Yılım kitaplarını, Boğaziçi'nde Kırk Yılım sözleri ve alıntılarını, Boğaziçi'nde Kırk Yılım yazarlarını, Boğaziçi'nde Kırk Yılım yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
…lüferi tanımayan, yelkovan kuşunu serçeden ayıramayan,bebek badem ezmesini hiç tatmamış, Karakulak suyunu hiç duymamış, Sarıyer deki meşhur börekçinin Karaköy Börekçisi olduğunu bilmeyen, Çengelköy de ki SevalPastanesi nin bademden yapılmış keşkek fukarasını ağzına almamış, Kandilli nin yazmasını, Arnavutköy ün çileğini hiç görmeyen, bilmeyen, tatmayan insanlar çoğunluğu oluşturmaktadır…. Daha da kötüsü var; belediye sınırları bakanından İstanbul’da oturan ama Boğaz’a hiç inmemiş, yukarıda saydıklarımı da hiç yapmamış sayısız insan ne yazık ki var.
Sayfa 143Kitabı okudu
İstanbul’un tarih boyunca deniz kuvvetleri bakımından en önemli tersanesi Haliç’te Kasımpaşa’dır. Bahriye Nezareti orada bulunurdu.
Sayfa 111 - Kapı YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Bizanslılar zamanında Poseidon’un simgesi olan yunus balığı çok önemsenmiş. Şehre bereket getireceğine hatta onun sayesinde depremlerden korunulacağına inanılmıştır. Ayasofya’nın neflerinde yunus balığı motiflerinin bulunduğunu bilmem kaç İstanbullu bilir !
Sayfa 22 - Haluk DursunKitabı okudu
-Sorarlarmış, dünyanın en güzel yeri neresi? Cevap: Mutlaka İstanbul.
145 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
23 saatte okudu
Eser, İstanbul’un nasıl bir medeniyeti barındırdığını anlatmakta.. Ancak kendim de 18 yılımı İstanbul’da geçirmiş olmama rağmen bu kitabı okuduğumda sanki bu kadar uzun süre İstanbul’da yaşamadığımı hissettim.. Çünkü anlatılan tarihi, dini, kültürel mekanların, gezinti yerlerinin çoğunu görmediğimi veya gördüğümü zannettiğimi üzülerek farkettim.. İnşaAllah salgın hastalık dönemi biter bitmez bu kitaplardan birini elime alıp İstanbul’u satır satır okumak, satır satır gezmek düşüncesindeyim..
Boğaziçi'nde Kırk Yılım
Boğaziçi'nde Kırk YılımHaluk Dursun · Kapı Yayınları · 201645 okunma
Sebil deyip geçme...
Hâlbuki siz onun kolu kanadı kırılmadan, suyu şerbeti kesilmeden görecektiniz... Önce, yanıbaşındaki tekkeyi yıktılar, sebili “Hu”suz bıraktılar... Sonra yolu genişleteceğiz diye çeşmeyi susuz bıraktılar...
Sayfa 135Kitabı okudu
Reklam
Çubuklu
“Âheste çek kürekleri mehtâb uyanmasın Bir âlemi hayâle dalan âb uyanmasın” Yahya Kemâl
Sayfa 127Kitabı okudu
İstanbul'un büyük nüfus patlaması, anlaşılmaz kültür aşımı, Boğaziçi'ni ve geleneksel yaşantısını biz tarihçilere ve hatırat kaleme alanlara bıraktı.
Boğaz'a geçme kararı mevsimine göre verildiğinden, padişah ve devletin bu konuda haberdar edilmesine çok dikkat edilir ve sarayın göç idaresi çıktıktan sonra; yalı sahipleri hanelerinde kaç kişiyle Boğaziçi'nde ki evlerine gideceklerini Bostancıbaşı'ya kaydettirirlerdi. Bu bakımdan Bostancı başı defterlerinin Boğaziçi kültürü ve dönem dönem Boğaziçi'nde ki yalı sahiplerinin tespiti bakımından büyük önemi vardır.
Eski Boğaziçi hayatıyla günümüz Boğaziçi yaşantı biçimi arasındaki en büyük ayrım, Boğaziçi'nde oturulan dönemlerin farklılığıdır. Eskiden Boğaziçi'nde yalı sahipleri sadece yazın otururlar, yani Boğaziçi'ni ve yalıları sayfiye olarak kullanırlardı. Esas İstanbul hayatı kışın sur içinde geçerdi. İstanbul'un seçkinleri, şehrin merkezi sayılan bölgede büyük konaklarda otururlardı.
62 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.