Nasıl Bağışlayabilir ki İnsan, Kendisine Kötülük Eden Elin, Sahibine Ettiği Kötülüğü;
Eğer acı çeken bir dostun varsa, dinleneceği yer ol acısının; ama adeta sert bir yatak gibi ol, bir sahra yatağı gibi: en çok böyle faydan dokunur ona.
Ve bir dostun kötülük yaparsa sana, de ki: "Bağışlıyorum seni bana yaptığından ötürü; ama kendine yaptığını - nasıl bağışlayabilirdim ki bunu?"
Böyle dile gelir tüm büyük sevdalar: bağışlamayı ve merhameti de aşar onlar.
-Böyle Söyledi Zerdüşt - Nietzsche-
Belki bilenleriniz vardır. İskender agamın hatırına bu gün biraz dökülmek istiyorum. İskender agayı uzun süredir gözlemlerdim ve kendisi yaklaşık 10 senedir bilirim. Kendisi 35 yılını mağarada, 15 yılını da dağda geçirdi. 4 dil biliyordu yurt dışında yaşamışlığı vardı çok kitap okurdu ve çok entelektüel bir adamdı. Hayatının çoğu bilinmiyor bilinen tek argümanlar bunlar. Neden doğada kaldığı konusu hakkında hiçbir fikrim yok. Köylüler Belçika’da babası, eşi ve iki çocuğuyla birlikte yaşadığını, annesinin ölümünden kendisini sorumlu tutarak köyündeki dağa yerleştiğini belirtiyorlardı. İnsanlara sadece doğayı çok sevdiğini söylüyordu ve dışarıdan gelen tüm medeniyet tekliflerini reddiyordu. İskender agamı ben
Böyle Söyledi Zerdüşt kitabındaki mağarada kendi kabuğunda pişen insana benzetirdim. Onu ilk ''Sineklere su veren adam'' olarak tanımıştım bir Youtube kanalında. Beni her zaman kıyıda köşede kalan ve bilinmeyen güzellikler çekerdi dikkatimi. İskender agamızı dün kaybettik arkadaşlar. İnananlar için mekanı cennet olsun. Tanıyanlar için bilgilendirme ve ufak çaplı bir iç dökme olarak yazmak istedim. Sürekli ''Ömür Ömür'' derdin ömür de bitti İskender agam.