Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Bu Yurdu Bize Verenler

Aziz Nesin

Bu Yurdu Bize Verenler Gönderileri

Bu Yurdu Bize Verenler kitaplarını, Bu Yurdu Bize Verenler sözleri ve alıntılarını, Bu Yurdu Bize Verenler yazarlarını, Bu Yurdu Bize Verenler yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Hasan Tahsin sonuna dek düşmanla vuruşmuştu. Bir evin penceresinden ağlayarak kendisine bakan yaşlı bir Türk anasına: — Nine, işte sen de gördün ya... Yarın Tanrı katında tanığını ol; kurşunum tükendi de ondan geriliyorum... Bunlar, Hasan Tahsin'in son sözleri oldu.
Haşan Tahsin, 19 Şubat 1919 günlü Hukuk-u Beşer (İnsan Hakları) gazetesindeki “Namus Uğrunda” başlıklı başyazısında şöyle diyordu: “Korkmuyoruz, gelsinler. Hatta masum Türk ’e kastı olan bütün dünya gelsin. Süngüleriyle, zaten kanayan kalbimizi deşsinler. Toplarıyla evlerimizi, kuvvetlerimizi yıksınlar, altüst etsinler, parçalasınlar. Ama asla unutmasınlar ki, Türk ölmedi, yaşıyor. Ve burayı Yunan’a vermeyecektir. Hatta silahlarımız olmasa bile, direnen ruhumuzla, coşkun kanlarımızla, sökülmeyen dişlerimizle bile bu ülkeyi savunacağız. Namusumuzu, gururumuzu, ailelerimizin, yavrularımızın, kadınlarımızın namuslarını kurtaracak, koruyacağız. Hayır, hayır, üzülmeyelim.. Biz ölmedik, yaşıyoruz.. Bu memlekete göz diken kuvvetleri yakacak, eritecek ateşimiz, hem de pek bol...”
Reklam
Alt tabaka, devlet denilen yapının temelidir. Onları düşünen bir hükümet, kendisini de düşünmüş olur . Hasan Tahsin
Yirmibeş maddelik Mondros Bırakışmasının yedinci maddesi .şöyleydi: “İtilaf devletleri, güvenliklerini tehdit edecek bir durum ortaya çıkarsa, herhangi bir stratejik noktayı işgal etmek hakkına sahip olacaklardı.” Bırakışmanın en ağır maddesi buydu.
O günlerde Silah adında bir gazete çıkıyordu. Silah adlı gazetenin sahibi, Haşan Tahsin adında bir eski deniz yüzbaşısıydı. Ona, gazetesinin adından ötürü, Silahçı Hasan Tahsin derlerdi. Haşan Tahsin adına düzenlenen bir pasaportla kimlik, Osman Nevres’e verildi. İşte o zamandan sonra Osman Nevres, takma adı olan Haşan Tahsin diye tanındı, o adla anıldı.
Borazan Çavuş gibi, adları sanları bilinen ya da bilinmeyen, daha onbinlerce fedakâr yiğitlerle Kurtuluş Savaşı’mız kazanılmıştır. Onlar, hiçbir karşılık ummadan düşmanla savaştılar. Canlarını hiçe saydılar. Ölümü göze aldılar. Biz bugün bu güzel yurdumuzdaki özgürlüğümüzü, bağımsızlığımızı, o kahramanların fedakârlıklarına borçluyuz. Onlara olan ödenmez borçlarımızı, yurdumuzu yüceltmede görev alarak ödemeye çalışmalıyız.
Reklam
...Mustafa Kemal Paşa, kadana sırtındaki yaralı onbaşıyı tanımıştı. Yanına gidip, — Sen misin hey Koca Seyit? Hey gidi Çanakkale yiğidi hey! dedi. Yanındakilere de şöyle söyledi: — Değil mi ki böyle yiğitlerimiz var, bu millet yenilmez. Beni Kurtuluş Savaşımıza yüreklendiren işte bu yiğitler, Seyit’ler, Mehmet'ler, Ahmet'lerdir. Bu savaşı elbet kazanacağız. Kazanacağımız bu zaferi de işte bu yiğitlere borçlu olacağız.
O günden sonra Koca Seyit’e iki kişilik ekmek, iki kişilik yemek verilmeye başlandı. Arkadaşları bir kişilik tayınla yetinirken, kendisinin iki kişilik ekmek, yemek yemesi, Koca Seyit’in çok ağırına gitmişti. Birkaç gün sonra iki kişilik tayın almaktan kendiliğinden vazgeçti. Yine arkadaşları gibi tek kişilik tayın almaya başladı.
Hasan Tahsin, 19 Şubat 1919 günlü Hukuk-u Beşer (İnsan Hakları) gazetesindeki “Namus Uğrunda ” başlıklı başyazısında şöyle diyordu: “Korkmuyoruz, gelsinler. Hatta masum Türk’e kastı olan bütün dünya gelsin. Süngüleriyle, zaten kanayan kalbimizi deşsinler. Toplarıyla evlerimizi, kuvvetlerimizi yıksınlar, altüst etsinler, parçalasınlar. Ama asla unutmasınlar ki, Türk ölmedi, yaşıyor. Ve burayı Yunan’a vermeyecektir. Hatta silahlarımız olmasa bile, direnen ruhumuzla, coşkun kanlarımızla, sökülmeyen dişlerimizle bile bu ülkeyi savunacağız. Namusumuzu, gururumuzu, ailelerimizin, yavrularımızın, kadınlarımızın namuslarını kurtaracak, koruyacağız. Hayır, hayır, üzülmeyelim.. Biz ölmedik, yaşıyoruz.. Bu memlekete göz diken kuvvetleri yakacak, eritecek ateşimiz, hem de pek bol...”
50 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.