Binbaşının Orhan da gelirdi. Hoşlanırdım. Çoğu üstü mermer kapaklı çukurlardan birine inerdim. Sarılır öperdi. Birgün elimi aldı, orasına götürdü. Boyuna öpüyordu. Parmaklarımda bir ıslaklık, bir yapışkanlık. Baktım: İrin gibi -Ne yaptın? Pis!' Hıncımdan ağlıyordum. -Değil kız, sus! Pis değil!' Kaçtım. Bütün gün elimi yıkadım durdum.)