Bu sükût çiğnenen bir muhabbetin yasıdır.
Bu sükût bir kömürün içerden yanmasıdır.
Bu sükût beynimdeki cinnetin potasıdır;
Görüp aldanmayınız sessizce durduğumu...
meğer ben ne kadar boş şeylere ağlamışım;
kalbim hakikat diye bir ihtimale tapmış.
ne manasız şeylere meğer bel bağlamışım;
meğer benim peşinde koştuklarım serapmış…