Kemal Tahir'in usta kalemiyle yazılan Büyük Mal, sizi 1940'lı yılların Anadolusuna, bir taşra kasabasına götürüyor. Romanın merkezinde, toprak ağası Rıza Bey ve ona bağlı köylülerin karmaşık ilişkileri yer alıyor.
Rıza Bey, gücü ve otoritesiyle kasabanın mutlak hakimi. Köylüler ona muhtaç, onun topraklarında çalışıyor ve onun koyduğu kurallara uymak zorunda. Fakat Rıza Bey'in adaleti ve merhameti her zaman sorgulanabilir.
Roman, Rıza Bey'in ve köylülerin hayatlarını, siyasi ve toplumsal değişimlerin gölgesinde inceliyor. Taşradaki yoksulluk, ağalık sistemi, siyasi çekişmeler ve insan ilişkilerinin karmaşıklığı tüm gerçekliğiyle gözler önüne seriliyor.
Büyük Mal, sürükleyici hikayesi, etkileyici karakterleri ve usta anlatımıyla sizi derinden etkileyecek bir roman. Kemal Tahir'in ustalığını ve Türk edebiyatına katkısını bir kez daha gözler önüne seriyor.
Kitabı Sevme Sebeplerim:
Gerçekçi ve sürükleyici bir hikaye
Etkileyici ve derinlikli karakterler
Güçlü ve etkileyici bir dil
Türk edebiyatına önemli bir katkı
Kitabı Önerdiğim Kişiler:
Türk edebiyatına ilgi duyanlar
Gerçekçi ve sürükleyici hikayeler sevenler
Toplumsal ve politik romanlar okumaktan hoşlananlar
Kemal Tahir'in diğer eserlerini sevenler
Büyük MalKemal Tahir · İthaki Yayınları · 2012308 okunma
Çorum Üçlemesinin son kitabı olan Büyük Mal, Mustafa Kemal Atatürk’lü son yıllara ışık tutmaktadır. Köylü-Ağa-Devlet ilişkilerinin ele alındığı, köylünün cinsel tutumlarına eğilen bu roman ekonomik alt yapının devlet toplum ilişkilerine nasıl yön verdiğini de okuyucuya aktarmaktadır. Özellikle köylünün cinsel tutumları romanda oldukça geniş yer kaplamakta erkek erkeğe, kadın kadına eşcinsel ilişkiler ile birlikte aldatmanın da normal olduğu bir toplum düzeninde salt ahlaki tavrın değil ekonomik gerçekliğin de toplumu ahlaksız bir düzene doğru sürüklediği gözler önüne serilmektedir. Karşılıklı diyalogların oldukça geniş yer kapladığı romanda bu diyaloglar yer yer sayfalar tutmakta ve haliyle hikaye edilen kısmın azlığı okuyucuyu sıkmaktadır. Kemal Tahir’in özellikle geliştirdiği meddah-halk deyişi üslubu romanı sürükleyici kılsa da bu uzun diyalog sahneleri bu akıcı üsluba ket vurmaktadır. Daha önceki incelemelerde de ifade ettiğim gibi ayrı ayrı da okunabilecek bu romanlara bütüncül bir tavırla bakmak istenirse sırayla okunması fayda sağlayacaktır. Köy gerçeğinin salt ve aracısız bir şekilde işlendiği roman üçlemesi Kemal Tahir’i gerçekten toplumsal gerçekçi romancı olarak neden ele almamız gerektiğini de açıkça ortaya koymaktadır.
Büyük MalKemal Tahir · İthaki Yayınları · 2012308 okunma
"Ortada açık seçik bir durum varsa çabalarsın rahatça. . . Ortada bişey yoksa gayet kötüdür, şundan kötüdür ki, ortada hiç bişey yok gibiyken sallandırır adamı Osmanlı..."
Oglum, aylıkla geçinip şundan bundan çarpmayınca, senin iş görür adam oldugunu nerden anlayacak bizim bu milletimiz? Kaç kez söyledim, memurluğun zagonu... Bildigin, alıcı kuş zagonudur ve de bildigin, bozkurt zagonudur. Gücü yetesiye çarpacak, gücü yeıesiye boğacaktır. Canavar kısmı, sürüye dalınca karnını doyurup savuşur mu? Hayır, çenesi katılıp kalasıya kadar boğar. Katılması, kurakta tutmasındandır sürüyü... Sulakta bastırsa, çenesi kaldıkça gider ıslar, koşar gelir, bulaşır boğmaklıga kaldıgı yerden... Memurluk bu hesaptır, arslanım, "Hep bana" denilecektir ve de yolunu şaşırıp karşına gelen, hemen kavranıp silkinip cigeri sökülmecesine temizlenecektir. Bunu başaramadın mı zagon bozulur ki, gayet korkulu bozulur. Memurlukta elinin yeniğini kimin diye sormadan, azına çoguna bakmadan çekip alacaksın, yetmediğini "Bugün git, yann gel" diyerek savsaklayıp can usandırmasıyla arkana düşürüp şuraya buraya mühür basaraktan, imzalar ataraktan haklayacaksın!
Kıpraşması bir belaymış bunun, taş bebek gibi katılıp durması bir başka belaymış... Bizim Genç Osman reziline geldi mi, serhoşlatıp söyletmeli de dinlemeli... "Ulan bu nasıl kahpe dedik, görmemizle Zülfü Aga? Eti yok. yiyesin, gözü yok giyesin, dedik" dedi. "Bakıp dururken Zülfü Aga, ben beni yitirmişim ki aklımı başıma biriktiresim kalmamış" dedi, "Yahu nedir, diyerekten toparlanmaya çabalamaktayım. 'Yahu biz nerdeyiz şimdicik, burası nere? Bu karı kim?' diyerekten debelenmekteyiz mi, olursa o kadar olsun" dedi. "Bir ataş düştü yüreğimin başına" dedi. "Kitabın yazdığı cehennem ataşı kaç para" diye iniledi.