Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Modern Türk Şiirinin İki Yüzyılı - 1950’lerden 2000'lere

Büyük Türk Şiiri Antolojisi 2. Cilt

Ataol Behramoğlu

Büyük Türk Şiiri Antolojisi 2. Cilt İletileri

Büyük Türk Şiiri Antolojisi 2. Cilt iletilerini, Büyük Türk Şiiri Antolojisi 2. Cilt okur görüşlerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
an gelir paldır küldür yıkılır bulutlar gökyüzünde anlaşılmaz bir heybet o eski heyecan ölür an gelir biter muhabbet çalgılar susar heves kalmaz şatârâbân ölür
Büyük Türk Şiiri Antolojisi 2. Cilt
Büyük Türk Şiiri Antolojisi 2. Cilt
Ateşe verip tahta gemilerini Gene o kuyuda kalırlar her eylül Yaprakları sonsuza dökülmüş bir parkında İstanbul'un Dallar küçük çocuklar gibi üşür Gitmiştir bütün görüntüleri durgun suların Eylüldür
Büyük Türk Şiiri Antolojisi 2. Cilt
Büyük Türk Şiiri Antolojisi 2. Cilt
Reklam
Düşmüş kaleler gibiyim, Bir sözüm kalmadı söyliyecek. Acı sularda kaldı umudum En yalın, en güzel, en gerçek,
Büyük Türk Şiiri Antolojisi 2. Cilt
Büyük Türk Şiiri Antolojisi 2. Cilt
N'olursa olsun diyorum kendi kendime Bu benim yalnızlığım tükenmiyecek Zehir gibi rüzgarlar yöremde Gün günden daha kötü esecek.
Büyük Türk Şiiri Antolojisi 2. Cilt
Büyük Türk Şiiri Antolojisi 2. Cilt
yoksa kendini tüketen hüzünler miydi vurulup düştükçe ışığını karartan
Onlar ki dünyanın son umudu soyları tükenen birer çılgındırlar Ne bir adresleri vardı onların yeryüzünde ne de aşktan başka bir sığınakları Ama yaşarlar dünyanın dört bir yanında ölümle alay ederler sanki Nerde beklenirse oradaydılar bir kez bile gecikmediler ömür boyu Neydi onlar ordan oraya savurup duran şey Onları daima yalnız kılan neydi bu yaşam denilen gürültüde Her dilden bir adları vardı onların ama hiçbir ülkenin kimliğini taşımadılar
Büyük Türk Şiiri Antolojisi 2. Cilt
Büyük Türk Şiiri Antolojisi 2. Cilt
Reklam
Bir diyeceğim yoktu hüzünden yana Yıpranıyordu kötü kadınlarda aşkım pis karanlıklarda Yetmiyordum yeni insanlara yetişemiyordum Ölür kalırdım belki de sokak aralarında bir kenarda Kimin umurunda dedim ama kendimi inandıramadım buna da Yakışmıyordum eski pencerelere yosunlu sulara Ölür kalırdım belki de sokak aralarında bir kenarda Uyandırılacak çocuklarım vardı uyuyorlardı uykularında Çok mu yaşamıştım az mı ölmek hakkım mıydı yıl varken akşamlara Bu kedi nerden çıktı demeyin kapı aralıktı ben bıraktım da Okşayacak bir şey ister ellerimiz kendi sıcaklığında Yıpranıyordu kötü kadınlarda aşkım pis karanlıklarda Ne iyi etmişim aldım düşündüm kedilerin yan ak yan kara aklında Kedi işte kedi boğuyordu yavruyu engel görünce aşkında Çekilmemişti denizlerim Döndüm hırpalanmış geceden dayanıldı aydınlıklara Ağlanır kedi yavrularına çocuksuz anaların arasında Bu kedi nerden çıktı demeyin kapı aralıktı ben bıraktım da Uyandırılacak çocuklarım vardı uyuyorlardı uykularında Ne iyi etmişim uyur uykularında.
Büyük Türk Şiiri Antolojisi 2. Cilt
Büyük Türk Şiiri Antolojisi 2. Cilt
"O" sabahları eğilip öpüyor, denizi...
Sevgilim sabahın erkenini seviyor, ben geceyi ve esmerliğini onun, o dorukları seviyor, korkuyor bundan Ben rüzgârla buluşan tepeyi, tuhaflığı, ona bir yeşil gülümsüyor, ben, hayatı delice sevdiysem nasıl, diyorum, seni de öyle. O kendi boşluğunda oyalanan günlerde canı sıkılan bir çocuk gibi uyuyor, ben göğe bakıyorum geceden, kendi çukurunu bulmuş deniz gibiyim diyorum, yanında, o sabahları eğilip öpüyor denizi. ... Rüzgârın dağımda olsun, esmerliğin gecemde öyle kal, sana sonsuz sarıldığımda. ~
Birhan Keskin
Birhan Keskin
,
Büyük Türk Şiiri Antolojisi 2. Cilt
Büyük Türk Şiiri Antolojisi 2. Cilt
, s. 630