Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Binlerce Yahudiyi Nazi Soykırımından Kurtaran Türk Büyükelçisi Behiç Erkin'in Hikayesi

Büyükelçi

Emir Kıvırcık

En Yeni Büyükelçi Sözleri ve Alıntıları

En Yeni Büyükelçi sözleri ve alıntılarını, en yeni Büyükelçi kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
İkinci Dünya Harbi sırasında, Alman işgali altındaki Fransa'da milyonlarca Yahudi, Nazi ölüm kamplarına sevk edilirken onlar, Türkiye'nin girişimiyle "ay yıldızlı trenlerle" İstanbul'a gelerek hayatta kalabildiler.
Sayfa 222
Diplomasi keskin bir bıçak gibidir Sedat Zeki Bey, çok dikkatli olmak, iyi planlamak, en iyi zamanı seçmek ve karşıdaki kişiye hiç koz vermemek lazım. Yoksa o bıçak döner seni keser.
Sayfa 135
Reklam
Bir Türk ne zaman kendine güvenirse o zaman aklını başına almış demektir, derdi Behiç Erkin.
Sayfa 131
"Şu içinde bulunduğum duruma bakınız. Almanlar ve Fransızlar Hristiyandırlar, Musevi tebaamız da Yahudidir. Hristiyanlar, Yahudi halkın malına mülküne, canına göz koymuş, Allah'ın Müslüman kulu Behiç Efendi de onları engellemeye çalışıyor. Cenabı Hakk'ın takdirine bakınız!"
Sayfa 118
"Hayat hep beklenmedik sürprizler çıkarır insanın karşısına, soğukkanlılığını koruyarak ve satranç oynuyormuş gibi, yapacağın her hamleden alınacak neticeye göre sonraki 2-3 hamleyi hesaplayarak yoluna devam edeceksin. Silah kullanmadığın müddetçe, en büyük silahın diplomasidir. Diplomasi ise sabır ve zekâ işidir. Ben diplomasi yaptım, Almanlar da benden hep şikâyetçi oldular ama defaatle madalya verdiler! İşte diplomasi böyle bir şey Sedat Zeki Bey. Yemekte sen de katıl bana, daha iyi anlarsın."
Sayfa 81
Savaşın en önemli komuta görevlerinden biri olan Kurtuluş Savaşı'mızın lojistiğinin başına geçti Behiç Bey. Kelimenin tam manasıyla ateşten gömlek giymişti üstüne. Çünkü bugüne kadar Osmanlı'yı demiryolları ile sömüren emperyalist devletler, hiçbir zaman bir Türk'ü demiryollarında önemli bir kademeye getirmemişlerdi; Anadolu insanı, Anadolu topraklarında işleyen ilk trenden beri (1860), demiryolu işletmeciliğinden uzak tutulmuştu. İşin daha da kötüsü Türklerin demiryollarını işletemeyeceğine en üst yöneticisinden sade yurttaşına kadar, neredeyse herkes, büyük ölçüde inanır olmuştu.
Sayfa 53
Reklam
Vichy Fransası o kadar Alman kuklası olmuştu ki, Almanların ısrarı yüzünden Milletler Cemiyeti'nden çekildi.
Sayfa 49
O esnada Büyükelçilikte kâtip olarak çalışan Oğuz Gökmen, Büyükelçi'nin, şahsen tanık olduğu bu önemli kararını, 1999 yılında yazdığı "Bir Zamanlar Hariciye" adlı kitabında şu cümlelerle yazacaktı: "Paris'te sefaret kâtibi olarak görev yaptığım yıllardan bilirim, Fransa'da Alman işgali sırasında Yahudilere akla hayale gelmedik işkenceler yapılırken Türk pasaportu olanlara dokunulmamıştı, evlerinin kapısına büyükelçiliğimizce verilen "Burası bir Türk vatandaşının evidir" levhası o mekana el konulmasını ve dokunulmasını önlemeye yeterli idi. Birçoğu canlarını ve mallarını bu sayede kurtarabilmişlerdi."
Sayfa 45
Almanlar General Huntziger başkanlığındaki Fransız delegasyonuyla 25 Haziran 1940 günü imzaladıkları mütarekeyi, 1918'de, savaşı kaybettiklerine dair kendilerine imzalatılan anlaşma ile aynı yer olan Retheondes Ormanı'nda ve daha da ileri giderek aynı vagonda imzalamışlardı.
Sayfa 33
Fransa'nın savaş ilan ettiği 3 Eylül 1939 tarihinden Almanların Fransa'ya girdiği 10 Mayıs 1940'a kadar (Bu döneme "Beyaz Harp Dönemi" denir.) ilk başlarda yoğun olan sirenler yavaş yavaş azalmıştı ancak geceleri karartma uygulanıyordu.
Sayfa 23
84 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.