“Aldırmadan, acımadan, utanmadan kocaman duvarlar ördüler dört yanıma” KAVAFİS
Dört etrafıma duvarlar örmüş
dostlarım, sırtımı dayayıp rahatlamam için
sabırla, öyle müstahkem duruyorlar ki
dünyamı ne kadar küçültüklerini farketmiyor hiçbiri
belki de bu saygın, bu karşılıksız özveri pamuktan bir mil çekmiş de gözlerine akıllarına bile gelmemiş ne yapıp ettikleri
Böyle dostluklar düşman başına
diye uyarmasaydı beni
asyalı o yunan şairi
vücudu yeryüzünden çoktan çekilmiş
ama etrafıma ördükleri korkunç duvar bütün sisi ve haşmetiyle hâlâ ayakta duran
dostlarımın bile adreslerinden
bir türlü ayrılamayacaktım şimdi ben
Alıştığımız herşey sorgulanmalı, diyorum gözünü iyi açmalı insan neme lâzım
en amansız, en acımasız düşman bile başedemeyeceğini anlayınca seninle
her zaman sinsi ve usulca sokulmaz mı senin evrenine
Dünyayı anlamamıza engel olmamalı dostluklar
ki yeterince acı, unutuş ve hüzün
nasibimiz olmuştur dostlukları kazanırken sırtımı dayayıp da rahatlamam için dört yanıma
duvarlar örmeğe çabalayan sevgili dostum
kır önündeki tuğlaları, taşları
taş duvarlarla örülü bir yuvam olacağına sadece sırtını sırtıma yasla yeter bana
Hiç sıkışmıyorum rabbim
Kalbim daralmıyor ne zamandır
Anlatamam öyle sakinim ki
Acı istiyorum rabbim acı
Yahut yalvarmama bir çare bırak
Acıyacak bir yerim hiç kalmasa
Yalvarmasam, sanki yok olacağım