Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Kocalarını Neden Öldürdüler?

Canına Tak Eden Kadınlar

Sibel Hürtaş

Canına Tak Eden Kadınlar Sözleri ve Alıntıları

Canına Tak Eden Kadınlar sözleri ve alıntılarını, Canına Tak Eden Kadınlar kitap alıntılarını, Canına Tak Eden Kadınlar en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"..çıkıp kaldırımlarda ağladım, sen beni bulursun diye sokaklarda koştum.''
Sayfa 122Kitabı okudu
Eve girmek istemezdim, korkardım, sesimi de çıkaramazdım. Kaç saatlere kadar 'tarlada çalışıyorum' derdim de gidemezdim. Tam 38 sene o eve girmemek için, ne çileler çektim. Ben evde olup da o akşam geldiğinde, kolumda hırkama bıçak saklayıp açardım kapıyı, bir şey yapacağımdan değil ya. Tam 38 sene ben öyle açtım kapıyı. En son günü yine dövmeye başladı, kaçtım. Kapıya kadar ulaştım, kapıyı kilitlemiş yine anahtarı cebine koymuş, geldi arkamdan saçlarımdan tutup sürükleyince, ben de elimdeki bıçağı vurdum sonra balkondan atladım, orada bayılmışım. Ayılınca söylediler öldüğünü...
Reklam
Cinsel şiddet kadınlarla sınırlı değildi. Bir kadın, ilk eşinden olan oğlunu, ikinci eşinin taciz ettiğini anlamıştı. İlkokula giden oğlunun öğretmeni sayesinde olaydan haberdar olur olmaz kocasını öldürmüştü. Kocasını kasap bıçağı ile 42 yerinden bıçakladığını, ardından üzerine kolonya döküp yaktığını, sonunda tüm evi yaktığını ve dışarı çıkıp izlediğini söylemişti.
Çocukları okuldan alacakmış, aldırmam dedim. Onun üzerine bizi dövdü. Sonra tüfeğini doldurdu. Evin içinde biz önde o arkada kovaladı. Yoruldu, "Hele bir uyuyum, uyanayım seni öldürecem," dedi bana. Tüfeği duvara yaslayıp, uyudu. Daldıktan sonra tüfeği aldım, vurdum. Şimdiye kadar çocuklarım için katlanmıştım ona, çocukları da okuldan alacaksa niye katlanayım, dedim. Vurdum. Sonra da Jandarma'ya yürüdüm, teslim oldum. Hiç pişman değilim, keşke daha önce yapsaymışım.
Bu kitap, kadınlara özgü duran o ölümcül sessizliğin, sanıkların sırat köprüsü sayılan duruşma salonlarına kadar sirayet etmesine olan şaşkınlığımızdan doğdu. Kocasını öldürüp de sanık sandalyesinde tek kelime edemeyen o kadınları bir kez görmek, neden öldürdüklerini değil de neden sustuklarını sorabilmek için cezaevlerinin yolunu tuttuk.
Bir kadın 12 yaşında evlendirildiğini anlatmıştı, bir diğeri 14. Hepsinin de evlendirilme nedeni aynıydı: "Yabancıya gitmesin."
Reklam
Görüştüğümüz kadınların hemen hepsi mağdur kimliği taşıyordu. Yoksulluk, şiddet, sapkınlık, çocuklarına yönelik eziyet hayatlarının neredeyse olağan parçaları haline gelmişti. Bu durumdan kurtulmak için de mücadelelere girişmiş hemen hepsi aynı yolları denemişlerdi. Sırayla baba evine, polise, mahkemeye gidip de eli boş dönenler hatta intiharı bile deneyenler vardı.
Çok döverdi, anlatamam o günleri. Polise, karakola çok gittim. Hatta artık bir yerden sonra sırf deşarj olmak için gidiyordum karakola, onlarla konuşuyordum. Derdimi anlatıyordum. Konuya komşuya, arkadaşlara utanıyordum. Polisler dinliyorlardı sonra onu yakalayıp getiriyorlardı. Eşim eve döndüğümüzde "Sen beni nasıl şikayet edersin," diye bu kez daha çok dövüyordu.
Kadınlar cinayetleri planlamamıştı. Cinayet araçlarının genelde ekmek bıçağı olması da bunu gösteriyor. Avluda bulduğu keser, babasının duvarda asılı tüfeği, kömürlükte bulunan balyozu ve evdeki piknik tüpünü kullanan da vardı.
Parayı bulunca azdı, beni evden kovdu. Bir gün evi bastım ki evde dansözler. Bizimkiyle alemdeler. Hele biri, yatak odasından çıktı cıbıldak. Bahçeden kalası aldığım gibi...
Reklam
Kapı çaldı o sıra. Sultan'ın birkaç gün önce olağanlıklarına şaşıp da kaldığı komşulardan biri gelmişti. Çay yaptı Sultan o olağanlığı biraz koklayabilmek için, bir cesedi, bir kan gölünü, yakılmış elbiseleri, tükenmiş bir aşkı, tüm rezilliği salonun kapısının ardına kilitleyip, komşusuyla çay içti.
Buba beni niye veriverdin bunlara, kaç kez geliverdim niye kovaladın. Bari bu kez sahip çıkıve.
"Ben seni çok bekledim anne," demek istedi, "Kimse beklemedi, babam daha ayında eve bir kadın getirdi o kadın bizi öyle çok dövdü ki babam sabah işe gider gitmez divanın altına girip saklandım. Karanlıktı bekledim, divanın üzerine serdiğin kırmızı örtüyü açıp beni bulacaksın, dışarı çıkaracaksın diye bekledim," demek istedi. Öyle yabancıydı ki karşısındaki diyemedi.
ah o bütün günahlarını içine doldurduğu an­nesizliği...
-Neyle öldürdün? -Kaynanamı keser ile kocamla kayınbabamı tüfek ile. -Niye öldürdün? -Kaynanam kızıverdi çocuk donla avluya çıktı diye. -Kızdı diye adam mı öldürülür? -Tokat da atıverdi. -Hadi onu ondan öldürdün, diğerlerini? -Kocam da ses çıkarmıyordu kaynanamın dayaklarına. -Kayınbaban n'aptı peki? -Kayınbubamı çok severdim. Onu öldürmeyeceydim. Çok eyi insandı. Ama üstüne geldi. Gelince korktum, bastım tetiğe. Gülerek öldü zati. Ardından da iyi konuştum hep buraya gelene kadar.
46 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.