En Eski Çatışan Feminizmler kitaplarını, en eski Çatışan Feminizmler sözleri ve alıntılarını, en eski Çatışan Feminizmler yazarlarını, en eski Çatışan Feminizmler yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Evi terk etmek,hiçbir yere ulaşmamak anlamına gelmez; şehrin surları dışında,sürgün edilmiş bir kişiye kuran açan bir ülkede,başka bir toplumsak gerçeklikte yer almaktır. Aslımda bu, 20. yüzyılda postmodern durumun özü değil midir?
O halde mesele, doğrulara ihtiyacımızın olup olmadığı ya da yanlış ve doğru ilkelerinin olup olmadığı değil, güçlü Kantçı anlamıyla Doğru'ya dair son sözü söyleyebilecek bir kuramsal ahlak düşüncesinin olup olamayacağıdır.
Kadının benlik duygusunun pek çok durumda ne kadar kırılgan ve hassas, kadınların özerklik için verdiği mücadelenin ise rastlantılara ne kadar bağlı olduğu bilindiğine göre, kanımca kadın failliğinin "failsiz eylem" konumuna indirgenmesi olsa olsa zorunlu olan bir şeyi erdem saymaktır
"...1980'lerdeki feminist politika uygulamaları, üstanlatılara karşı işleyen bir dizi baskı unsuru doğurdu. Son yıllarda, yoksul ve işçi sınıfından olan kadınlarla renkli ırktan gelen kadınlar ve lezbiyenler, yaşamlarını aydınlatma ve yaşadıkları sorunları ifade etme konularında yetersiz kalan feminist kuramlara karşı eleştirilerini daha geniş bir kitleye duyurabildiler. Bu kadınlar, evrensel kadın bağımlılığı ve ev yaşamına kısıtlanmışlık konusundaki varsayımlarıyla, önceki sözde üstanlatıların, aslında ikinci dalganın başlangıcına hakim olan orta sınıf, heteroseksüel, beyaz kadınların deneyimlerinden yanlış bir biçimde çıkarsanmış olduğunu gösterdiler. ... Dolayısıyla hareketin sınıfsal, cinsel, ırksal ve etik bilinci değiştikçe, kuramın tercih edilen kavranışı da değişti. Sözde üstanlatıların kız kardeşlik bilincini beslemekten çok baltaladığı anlaşıldı; zira bu tür anlatılar, hem kadınlar arasında hem de farklı kadınların farklı biçimlerde maruz kaldığı cinsiyetçilik türleri arasında bulunan ayrımları göz ardı etmekteydi."
Son yirmi yılda feminist tarihçiler kadınları, şimdiye kadar süregelen görünmez yaşamlarını ve yaptıklarını keşfetmekle kalmamış; gerek geleneksel olarak kadınlara atfedilen ve önceden küçümsenen dedikodu ve örgü gibi uğraşları gerekse histeri, baş ağrısı, adet döneminde yatağa düşme gibi tipik kadın rahatsızlıklarını farklı bir gözle görmeyi ve bunlara değer vermeyi öğretmişlerdir.