İngilizce kitap okumayı denemek istiyordum, kısa olması ve kolay okunacak bir dille yazılmış olması nedeniyle The Perks of Being a Wallflower'ı çok düşünmeden okumaya başladım. Farkında olmadan son zamanlarda verdiğim en iyi kararlardan birini vermişim... Belki yetişkin olan, ya da farklı bir sebeple kitapla bağ kuramayan birine abartıyormuşum gibi gelebilir ama bu kitapla çok ihtiyacım olan bir zamanda tanıştım ve çok rahat bir şekilde okuduğum en iyi gençlik romanı diyebiliyorum.
Kitap Charlie'nin mektuplarından oluşuyor, dolayısıyla kolay okunan ve edebi olmayan bir dile sahip. Başta bu nedenle birkaç puan kırarım diye düşünüyordum (çünkü edebi ve betimlemesi bol kitapları daha çok seviyorum) ama yazarın bunu çok iyi bir şekilde kullandığını düşünüyorum, karakterle daha çok yakınlaşmamıza ve onu daha iyi anlamamıza sebep olmuş bu durum.
Kitaptaki tüm karakterler gerçekçi hissettiriyor ve hepsini sevdim ama Charlie... Charlie'yle çok farklı hayatlara ve sorunlara sahip olmamıza rağmen hislerimiz, düşüncelerimiz ve karakterlerimiz fazlasıyla benziyor. Asla unutamayacağım bir karakter olacak. Kitabı okurken onunla beraber üzüldüm, sevindim, yalnız olduğumu hissettim, bir "wallflower" olduğumu fark ettim ve ikimizin de iyi olacağına inandım... Sanırım kitaba bağlanmama sebep olan en önemli nokta sonda Sam'in Charlie'ye söyledikleri oldu. Kendimle bu kadar özleştirdiğim bir karakterin yüzüne vurulan gerçekler beni de çok etkiledi.
Dediğim gibi, okuduğum zamanın ve yaşımın da etkisiyle benim için özel yeri olan bir kitap oldu. 14 - 18 yaş aralığındakiler için okuyabilecekleri en güzel kitaplardan biri olduğunu düşünüyorum.